"Nefes aldırmamak" deyiminin anlamı nedir?
- Dinlenmesine fırsat vermemek, sıkıştırmak, rahat bırakmamak.
- "Nefes aldırmadı bize, sabaha kadar çalıştırdı."
Nefes aldırmamak deyimine benzer deyimler
"Ağız açtırmamak" deyimi ve açıklaması
- Çok konuşarak başkalarının bir şey söylemesine fırsat vermemek.
[
Ağız açtırmamak]
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Aman vermemek" deyimi ve açıklaması
- Göz açtırmamak, rahat bırakmamak.
- Düşmanı acımayıp öldürmek, merhamet etmemek.
- "Böyle kahpe insanlara sakın aman vermeyin!"
[
Aman vermemek]
"Başının derdine düşmek" deyimi ve açıklaması
- Başka bir şeyle ilgilenemeyecek kadar sıkıntılı, üzücü ve tehlikeli bir duruma çare bulmaya çalışmak.
- "Adamın bize aldıracağı yok, baksana başının derdine düşmüş."
[
Başının derdine düşmek]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Dizginleri salıvermek" deyimi ve açıklaması
- Başıboş bırakmak, sıkı tuttuğu yönetimi gevşetmek.
- "Yönetim, dizginleri salıverince insanlar rahat bir nefes aldılar."
[
Dizginleri salıvermek]
"Don gömlek" deyimi ve açıklaması
- Çıplak, üzerinde sadece don ve gömlek var denilecek kadar soyunmuş hâlde.
- "Adamı, don gömlek kalacak kadar soydular."
[
Don gömlek]
"Fırsat düşkünü" deyimi ve açıklaması
- Çıkar sağlamak, kötülük yapmak için fırsat kollayan kimse.
- "Fırsat düşkünü insanlardan nefret ederim."
[
Fırsat düşkünü]
"Göz açtırmamak" deyimi ve açıklaması
- Baskı altında bulundurarak başka bir şeyle uğraşmasına fırsat vermemek.
- "Çalışan işçilere hiç göz açtırmadı."
[
Göz açtırmamak]
"Sabaha çıkamamak" deyimi ve açıklaması
- Sabahtan önce ölmek, sabaha kadar yaşayamamak.
- "Hastanın durumu ağır, sabaha çıkacağını sanmıyorum."
[
Sabaha çıkamamak]
"Soluk aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Çok sıkı çalıştırmak, dinlenmesine fırsat vermemek.
[
Soluk aldırmamak]