"Dilini tutmak" deyiminin anlamı nedir?
- Sonunu düşünerek gelişigüzel konuşmaktan sakınmak, ölçülü konuşmak, rast gele konuşmamak.
- "Dilini tutmasını bilmeyenlerin başına neler geldiğini sana söylemediler mi?"
Dilini tutmak deyimine benzer deyimler
"Aklını peynir ekmekle yemek" deyimi ve açıklaması
- Akılsızca, şaşkınca, delice işler yapmak.
- "Misafirliğe böyle gidilir mi? Sen aklını peynir ekmekle mi yedin?"
[
Aklını peynir ekmekle yemek]
"Bir hâl olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi çok yapa yapa usanmak, yorulmak, fenalık gelmek, bezmek.
- Daha önce görülmeyen davranışlar içinde olmak, huyu değişmek.
- Kazaya uğramış olmak.
- "Gecikti, başına bir hâl mi geldi acaba?"
[
Bir hâl olmak]
"Dünyanın kaç bucak olduğunu anlamak" deyimi ve açıklaması
- Dünyada insanın başına neler gelebileceğini öğrenmek, zorluklarla karşılaşmak, tecrübe kazanmak.
- "Elbet sen de bir gün dünyanın kaç bucak olduğunu anlayacaksın."
[
Dünyanın kaç bucak olduğunu anlamak]
"Ezbere iş görmek" deyimi ve açıklaması
- İncelemeden, özenmeden, gerekli olan bilgiyi almadan, gelişi güzel iş yapmak.
- "Ben sana ezbere iş görme demedim mi?"
[
Ezbere iş görmek]
"Havadan sudan konuşmak" deyimi ve açıklaması
- Öylesine, gelişigüzel, rastgele konuşmak.
[
Havadan sudan konuşmak]
"Helâl olsun (Helâl ü hoş olsun)" deyimi ve açıklaması
- Bunu sana gönül hoşluğu ile veriyorum, hiç pişman değilim, Allah bunu sana bağışladığıma şahit olsun.
- "Aferin, takdire değer iş yapıyorsun" anlamında kullanılır.
[
Helâl olsun (Helâl ü hoş olsun)]
"İki cami arasında kalmış beynamaza dönmek" deyimi ve açıklaması
- İki yoldan hangisini tutacağını; şöyle mi, böyle mi yapacağını bilememek; şaşırıp bir şey yapamaz olmak.
[
İki cami arasında kalmış beynamaza dönmek]
"Kafadan atmak" deyimi ve açıklaması
- Bir konu üzerinde inceleme yapmadan, rast gele konuşmak.
- "Derse hiç çalışmadığın belli, öyle kafadan atıyorsun ki…"
[
Kafadan atmak]
"Küçük dilini yutmak" deyimi ve açıklaması
- Çok şaşmak, hayrete düşmek, donakalmak, hiçbir şey söyleyemez hâle gelmek.
- "Ne o dostum, küçük dilini mi yuttun?"
[
Küçük dilini yutmak]
"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
[
Lafını (sözünü) bilmek]
"Öpüp başına koymak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi minnetle karşılamak, seve seve kabul etmek.
- "Adam sana iş verecekmiş, daha ne istiyorsun, öpüp başına koy."
[
Öpüp başına koymak]
"Yüksek perdeden konuşmak" deyimi ve açıklaması
- Yüksek sesle konuşmak.
- Meydan okurcasına sert konuşmak.
- Yapılması güç şeyleri yapacakmış gibi abartılı konuşmak.
- "Bu adam yüksek perdeden konuşmaya bayılıyor."
[
Yüksek perdeden konuşmak]