"Bağrına basmak" deyiminin anlamı nedir?
- Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
- Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek.
- "Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi.
- Göğsü üzerine yaslanıp sevmek.
- Birini sevgi ve şefkatle yanına alıp korumak, yetiştirmek.
Bağrına basmak deyimine benzer deyimler
"Ağzından girip burnundan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
- "Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı."
- Ne yapıp yaparak bir kimseyi bir şeye razı etmek.
[
Ağzından girip burnundan çıkmak]
"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
[
Ahret kardeşi]
"Arka çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Birilerine karşı, birini korumak; savunmak, kayırmak.
- "Babası arka çıkmasaydı onu bir güzel dövecekti."
[
Arka çıkmak]
"Avucunun içine almak" deyimi ve açıklaması
- Birini her dediğini yapar duruma getirmek, baskı ve etkisi altına almak.
[
Avucunun içine almak]
"Ayılıp bayılmak" deyimi ve açıklaması
- Sinir krizi geçirmek, bunalıma düşmek.
- Birini kendinden geçercesine sevmek, beğenmek.
- "Her kan görüşünde ayılıp bayılıyor."
- Aşırı derecede üzüntü ve sinir bunalımları geçirmek.
- Bir şeyi kendinden geçercesine beğenmek, sevmek.
[
Ayılıp bayılmak]
"Başına çökmek" deyimi ve açıklaması
- İştahla sofraya oturmak.
- Bir işi çabuk bitirmek üzere oturup ele almak.
- Birini altına alıp dövmek.
- "Birkaç kişi utanmadan zavallı adamın başına çöktüler."
[
Başına çökmek]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Başını ezmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kımıldanamaz, canlanamaz ve kötülük yapamaz duruma getirmek.
[
Başını ezmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Göze girmek" deyimi ve açıklaması
- Yetenekleri ve davranışları ile çevresinde, bulunduğu yerde sevgi ve güven kazanmak.
- "Kısa zamanda göze girmeyi başardı."
[
Göze girmek]
"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
[
Lafını (sözünü) bilmek]
"Yerinde saymak" deyimi ve açıklaması
- Yürür gibi yaparak hep aynı yerde ayaklarının birini kaldırıp birini basmak.
- Hiç gelişme, ilerleme gösterememek.
- "Okullar neredeyse kapanacak ama bizim çocuk hâlâ yerinde sayıyor, okumayı bir türlü sökemedi."
[
Yerinde saymak]