"Ay tutulmak" deyiminin anlamı nedir?
- Yer yuvarlağının güneşle ay arasına girmesiylei ay yer yuvarlağının gölgesinde ışıksız kalmak.
Ay tutulmak deyimine benzer deyimler
"Açıkta kalmak" deyimi ve açıklaması
- Kendisi için görev yapacak yerde kalmamak.
- Barındığı yer elinden gitmek.
[
Açıkta kalmak]
"Aklına (aklını) takmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi devamlı olarak düşünmek, bir fikre sürekli olarak zihninde yer vermek ve zihni onunla meşgul etmek.
- "Onu niçin kırdım, aklıma takıldı düşünüp duruyorum."
[
Aklına (aklını) takmak]
"Aklına yer etmek" deyimi ve açıklaması
- Uygun bulduğu bir düşünce kafasına yerleşmek.
- "Onun sana söyledikleri aklına yer eder inşallah."
[
Aklına yer etmek]
"Altını üstüne getirmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi bulmak için aramadık yer bırakmamak.
- "Evin altını üstüne getirdik ama tabancayı bulamadık."
- Söz ve davranışlarıyla çevreyi birbirine düşürmek, karmakarışık etmek.
- "Adam iki çift laf etti. Topluluğun altını üstüne getirdi."
[
Altını üstüne getirmek]
"Ayağı düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir yere uğramak, o yer yolu üzerinde bulunmak, yolu düşmek.
- "Bu rezillikten sonra onun ayağının buralara düşeceğini sanmam artık."
[
Ayağı düşmek]
"Ayakta kalmak" deyimi ve açıklaması
- Bir zorluk karşısında yıkılmamak, çökmemek.
- Oturacak yer bulamamak.
- "Gemi öyle kalabalıktı ki hepimiz ayakta kaldık."
- Oturacak yer bulamamak.
[
Ayakta kalmak]
"Ay aydın, hesabı belli" deyimi ve açıklaması
- Hiç karışık, anlaşılmayacak yönü yok, hesap, ay aydınlığı kadar ( ya da gökte görülen ayın kaçı olduğu kadar) ortada, açık.
[
Ay aydın, hesabı belli]
"Aydedeye misafir olmak" deyimi ve açıklaması
- Geceyi açıkta, ay ışığında geçirmek.
[
Aydedeye misafir olmak]
"Ortada kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yersiz yurtsuz kalmak, barınacak yer bulamamak.
- İki şey arasında kalmak.
- (Bir şeyi) kimse üzerine almamak.
- "Belediye evlerini yıkınca çoluk çocuk öylece ortada kaldılar."
[
Ortada kalmak]
"Suyun başı" deyimi ve açıklaması
- Suyun çıktığı yer, kaynak.
- En çok yarar sağlanacak yer.
- Bir iş için en önemli, iş en son kendisinde bitecek kişi, mevkii.
- "Yorgun bedenlerini suyun başındaki çimenlerin üstüne bıraktılar."
[
Suyun başı]
"Şunun şurası" deyimi ve açıklaması
- Küçümseme, azımsama, yakın bir yer belirtmek istendiğinde kullanılır.
- "Şunun şurası on adımlık yer, gelmeyecek misin?"
[
Şunun şurası]
"Yer tutmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yeri kaplamak.
- Birine bir yer ayırmak.
- "Salonda yer tutmak yasaktır!"
[
Yer tutmak]