"Ayran içmeye geldik; ara açmaya gelmedik" deyiminin anlamı nedir?
- Buraya aradaki soğukluğu gidermeye, dostluğu pekiştirmeye geldik. Ziyaretimiz anlaşmazlığı artırmamalı.
Ayran içmeye geldik; ara açmaya gelmedik deyimine benzer deyimler
"Al takke ver külâh" deyimi ve açıklaması
- Bir mesele üzerinde uzun çekişmelerden sonra.
- Senli benli, samimî dostluğu sürdürerek.
- "Al takke ver külâh yıllarca yaptık bu işi."
[
Al takke ver külâh]
"Anası ağlamak" deyimi ve açıklaması
- Çok eziyet çekmek, sıkıntıya katlanmak, bitkin duruma düşmek.
- "Onu buraya getirinceye kadar anam ağladı."
[
Anası ağlamak]
"Ara (aralarını) bozmak" deyimi ve açıklaması
- İki kişi arasındaki iyi ilişkiyi, dostluğu, arkadaşlığı yıkmak.
- "Kim ki ara bozar, o toplumun yüz karasıdır."
[
Ara (aralarını) bozmak]
"Ara açmak" deyimi ve açıklaması
- Anlaşmazlığa neden olmak, dostluğu bozmak, insanları birbirine düşürmek.
[
Ara açmak]
"Barış görüş olmak" deyimi ve açıklaması
- Aradaki dargınlığı kaldırarak barışmak, dostluğu yenileyip görüşmeye başlamak.
[
Barış görüş olmak]
"Bir boy gitmek" deyimi ve açıklaması
- Aradaki uzaklık boyunca gitmek.
[
Bir boy gitmek]
"Bir o yana bir bu yana" deyimi ve açıklaması
- Bir şuraya bir buraya, çeşitli yönlere.
[
Bir o yana bir bu yana]
"Boğaz boğaza gelmek" deyimi ve açıklaması
- Zorlu bir kavgaya tutuşmak, ya da kavga edecek hâle gelmek.
- "Senin o dilin yüzünden adamla boğaz boğaza geldik."
[
Boğaz boğaza gelmek]
"Büyüklük göstermek" deyimi ve açıklaması
- Elinde her imkân varken kötülük yapmamak, affetmek, iyi davranmak.
- "İstese büyüklük göstermeyip onu buraya bir daha sokmazdı, erkek adammış."
[
Büyüklük göstermek]
"Göğüs germek" deyimi ve açıklaması
- Bir zorluğa dayanmak, karşı koymak.
- "Bu güne birçok zorluklara göğüs gererek geldik."
[
Göğüs germek]
"İpi koparmak" deyimi ve açıklaması
- Bağlı bulunduğu yer ya da kişi ile ilişkisini kesmek, aradaki anlaşmazlığı artırmak.
[
İpi koparmak]
"Kozunu paylaşmak" deyimi ve açıklaması
- Aradaki anlaşmazlığı zora başvurarak, üstün olan güce dayandırarak çözümlemek, sona erdirmek.
- "Onunla kozunu paylaşmaya can atıyordu."
[
Kozunu paylaşmak]