"Ayı gördüm (buldum), yıldıza itibarım (minnetim) yok" deyiminin anlamı nedir?
- En güzelini buldum. Artık daha önce beğendiğim şöyle böyle güzellere bakmam.
Ayı gördüm (buldum), yıldıza itibarım (minnetim) yok deyimine benzer deyimler
"Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak.
[
Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı]
"Aslan payı" deyimi ve açıklaması
- Bir paylaşmada en büyük pay.
- Ortaklardan en güçlüsünün aldığı en büyük pay.
- Hak edilenden daha çok alınan pay, en güçlünün aldığı pay.
[
Aslan payı]
"Aş pişti bayram geçti" deyimi ve açıklaması
- Daha önce davranmak gerekirdi. İşin tavı geçti. Artık yapılacak şey kalmadı.
[
Aş pişti bayram geçti]
"Av avlandı tav tavlandı (deli evlendi)" deyimi ve açıklaması
- İstenilene uygun olsun olmasın, her şey oldu, bitti. Artık
- "şöyle olmalıydı, böyle olmamalıydı" demenin yeri yok.
[
Av avlandı tav tavlandı (deli evlendi)]
"Ayağını çekmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce gittiği yere artık uğramaz olmak, ilişkiyi ve ilgiyi kesmek.
- "Artık onlardan elimi ayağımı çektim."
[
Ayağını çekmek]
"Ayağını çekmek (Bir yerden)" deyimi ve açıklaması
- Daha önce sık gittiği bir yere artık gitmez olmak.
[
Ayağını çekmek (Bir yerden)]
"Can damarı" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.
- "Babam evin can damarıdır."
[
Can damarı]
"Can damarına basmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.
- "Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler."
[
Can damarına basmak]
"Can evinden vurmak" deyimi ve açıklaması
- En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkânı kalmayacak şekilde vurmak.
- "Onları can evinden vurmalıyız ki bir daha bellerini doğrultamasınlar."
[
Can evinden vurmak]
"Cebi (eli) para görmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce kazancı yokken artık para kazanmaya başlamak, para sıkıntısından az çok kurtulmak.
[
Cebi (eli) para görmek]
"Çoğu gitti azı kaldı" deyimi ve açıklaması
- İşin en güç, en önemli, en büyük kısmı bitti, kalanı önemsizdir.
- "Ha gayret çocuklar, çoğu gitti azı kaldı."
[
Çoğu gitti azı kaldı]
"Dirsek çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce birlikte iş yaptığı, anlaştığı kimseden, artık ihtiyaç duymadığı için yüz çevirmek; bir kimseyi kendinden uzaklaştıracak davranışlarda bulunmak.
- "Onun da dirsek çevireceğini hiç beklemezdim."
[
Dirsek çevirmek]