"Ayaklı canavar" deyiminin anlamı nedir?
- Yürümeye başlayıp eline geçirdiği her şeye zarar veren çocuk.
Ayaklı canavar deyimine benzer deyimler
"Ağzından girip burnundan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Çeşitli yollara başvurarak birini bir şeye razı etmek; veya kandırmak.
- "Ağzından girip burnundan çıktı ve ondan para koparmayı başardı."
- Ne yapıp yaparak bir kimseyi bir şeye razı etmek.
[
Ağzından girip burnundan çıkmak]
"Aile planlaması" deyimi ve açıklaması
- Çocuklu ailenin artık çocuk istememesi ve çocuksuz ailenin çocuk edinmek istemesi durumunda uygulanacak yöntemleri düzenleme siyasası.
[
Aile planlaması]
"Armudun sapı, üzümün (kirazın) çöpü var, demek" deyimi ve açıklaması
- Her şeye kusur bulup hiçbir şeyi beğenmemek.
[
Armudun sapı, üzümün (kirazın) çöpü var, demek]
"Ayaklı kütüphane" deyimi ve açıklaması
- Çok şey okumuş, her sorulana cevap veren, çok şey bilen, okudukları aklında kalmış kimse.
- "Adam ayaklı kütüphaneydi sanki!"
[
Ayaklı kütüphane]
"Başına buyruk" deyimi ve açıklaması
- Dilediğini izin almaksızın yapan, istediği gibi davranan.
- "Sizin çocuk da amma başına buyruk bir çocuk olmuş."
[
Başına buyruk]
"Baş sallamak" deyimi ve açıklaması
- Anlasa da anlamasa da karşısındakinin her sözünü uygun bulur görünmek.
- "Her şeye baş sallayan insanlardan hiç hoşlanmam."
[
Baş sallamak]
"Benlik dâvası" deyimi ve açıklaması
- Önde görünmek, her şeyde söz sahibi olmak, her şeyi kendi düşüncesine uydurmak, hep dediğini yaptırmak çabası ve tutkusu.
- "Benlik dâvası güden insanlar bir yere varamazlar."
[
Benlik dâvası]
"Bir sözü iki etmemek (Birinin)" deyimi ve açıklaması
- Birinin her istediğini, yinelemesine gerek olmadan yapmak; her dediğini hemen yerine getirmek.
[
Bir sözü iki etmemek (Birinin)]
"Burnunu sokmak" deyimi ve açıklaması
- Üzerine vazife olmadığı, gerekmediği hâlde her işe karışmak.
- "Sen de her işe burnunu sokmaktan geri durmazsın!"
[
Burnunu sokmak]
"Hangi taşı kaldırsan altından çıkar" deyimi ve açıklaması
- Hemen her işte parmağı vardır.
- Her işten anlar, her işe karışır ya da her işten anladığı izlenimi verir.
[
Hangi taşı kaldırsan altından çıkar]
"Püsküllü belâ" deyimi ve açıklaması
- Kendisinden kurtulunması bir türlü mümkün olmayan, büyük sıkıntı, zarar veren kimse veya şey.
- "Başıma püsküllü belâ kesildi bu çocuk."
[
Püsküllü belâ]
"Vara yoğa karışmak" deyimi ve açıklaması
- Her şeye, üstüne lâzım olsun olmasın her işe karışmak.
- "Üvey annemin vara yoğa karışmasından bıkmış usanmıştım iyice."
[
Vara yoğa karışmak]