"Ayakları yere değmemek" deyiminin anlamı nedir?
- Oldukça fazla mutluluk duymak.
Ayakları yere değmemek deyimine benzer deyimler
"Acısı içine çökmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak.
[
Acısı içine çökmek]
"Ağır basmak" deyimi ve açıklaması
- Ağırlıkça fazla gelmek, daha ağır olmak.
[
Ağır basmak]
"Ağzı burnu yerinde" deyimi ve açıklaması
[
Ağzı burnu yerinde]
"Ağzına girmek" deyimi ve açıklaması
- Dinlenirken konuşana doğru oldukça fazla yaklaşmak.
- "Çocuklar, masal anlatan dedenin, neredeyse ağzına gireceklerdi."
[
Ağzına girmek]
"Ağzı var dili yok" deyimi ve açıklaması
- Çok az konuşur, sessiz, kimseye karşılık vermez.
- Oldukça sessiz, sakin, kendi hâlinde.
- Konuşmayıp susan, derdini anlatmayan.
- "Telâşlanma sakın, ağzı var dili yok o çocuğun, seni hiç üzmez."
[
Ağzı var dili yok]
"Ağzının kokusunu çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin dayanılmaz, çekilmez tutum ve davranışlarına katlanmak.
- "Yeter artık, daha fazla senin ağız kokunu çekemem."
[
Ağzının kokusunu çekmek]
"Altın kesmek değimi ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla miktarda para kazanır olmak.
- "Adamların açtığı büfe altın kesiyor sanki."
[
Altın kesmek değimi ve anlamı]
"Az çok" deyimi ve açıklaması
- Bir parça, o kadar çok olmayan, oldukça.
- "Az buçuk."
- Ne az ne çok, oldukça.
[
Az çok]
"Canı yanmak" deyimi ve açıklaması
- Fizikî bir acı duymak.
- Bir işte zarar görmek, manevî bir üzüntü duymak.
- "Canını yakmadan ver o elindekini bana!"
[
Canı yanmak]
"İçi gitmek" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla istek duymak.
- "Vitrindeki kızarmış tavuklara içim gidiyordu ama param olmadığı için alıp yiyemiyordum."
[
İçi gitmek]
"İt sürüsü kadar" deyimi ve açıklaması
- Gereğinden fazla, oldukça çok, kalabalık.
- "İt sürüsü kadar adam, nasıl başa çıkacağız bunlarla."
[
İt sürüsü kadar]
"Mürüvvetini görmek (anne, baba için)" deyimi ve açıklaması
- Özellikle evlâdının evlendiğini, çoluk çocuk sahibi olduğunu görmek.
- Çocuklarının sevinçli günlerini görerek mutluluk duymak.
- "Acaba çocuklarımın mürüvvetini görecek miyim?"
[
Mürüvvetini görmek (anne, baba için)]