"Ayağı düze basmak" deyiminin anlamı nedir?
- İşleri iyi gitmek, zorlukları yenerek rahata kavuşmak.
- "Şu borcu da ödedik mi ayağımız düze basacak inşallah."
Ayağı düze basmak deyimine benzer deyimler
"Adam evladı" deyimi ve açıklaması
- İyi bir ailenin iyi yetiştirilmiş, görgülü, iyi eğitilmiş çocuğu.
[
Adam evladı]
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Bahtı açık olmak" deyimi ve açıklaması
- Talihi iyi olmak işleri hep yolunda gitmek.
[
Bahtı açık olmak]
"Ben hancı, sen yolcu (oldukça)" deyimi ve açıklaması
- "Özel ilişkilerimiz sürüp gittikçe senin bana işin düşer" ya da
- "Nasıl olsa yine karşılaşacağız" anlamında kullanılır.
- "Demek şu küçük paketi götürmüyorsun, öyle olsun, ben hancı sen yolcu, bugünün yarını da vardır."
[
Ben hancı, sen yolcu (oldukça)]
"Bozum olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sözü ya da davranışı iyi karşılanmadığı için utanmak, utanacak duruma düşmek.
- "Onun düşüncesinin hiç de doğru olmadığını söylediğim zaman amma da bozum oldu kadın."
[
Bozum olmak]
"Ele geçirmek" deyimi ve açıklaması
- Sahip olmak, kaçan bir kimseyi yakalamak.
- "Şu toprak parçasını da ele geçirdik mi işimiz tamam demektir."
[
Ele geçirmek]
"Hâle yola koymak" deyimi ve açıklaması
- Düzenlemek, tertiplemek, iyi işler bir duruma getirmek.
- "Hele şu işleri bir hâle yola koyalım, o zaman tatilini de düşünürüz."
[
Hâle yola koymak]
"İşi tıkırında olmak" deyimi ve açıklaması
- İşi çok uygun ve iyi olmak.
- "O konuşmayacak da ben mi konuşacağım, işi tıkırında adamın."
[
İşi tıkırında olmak]
"Su gibi akmak" deyimi ve açıklaması
- Zamanın çok hızlı geçip gitmesi.
- Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.).
- "Para su gibi akıyor, o harcamayacak da ben mi harcayacağım?"
[
Su gibi akmak]
"Tuz biber ekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek.
- Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak.
- "İyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine."
[
Tuz biber ekmek]
"Üstüne (üzerine) düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak.
- (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek.
- "Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak."
[
Üstüne (üzerine) düşmek]