"Adam evladı" deyiminin anlamı nedir?
- İyi bir ailenin iyi yetiştirilmiş, görgülü, iyi eğitilmiş çocuğu.
Adam evladı deyimine benzer deyimler
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağız tadı" deyimi ve açıklaması
- Bir topluluk içinde dirlik düzenlik, iyi geçinme.
- Bir topluluk içindeki dirlik düzenlik, iyi geçinme durumu.
[
Ağız tadı]
"Allah versin" deyimi ve açıklaması
- Dilenciyi savmak için
- "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
- İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
- "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
[
Allah versin]
"Aradan çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Telaşlı, sıkıntılı bir zamanda, yapılacak işe engel olan kişi, oradan uzaklaşmak.
- Yapılacak başka işlerle daha iyi uğraşabilmesi için, bir iş önce bitirilmek.
[
Aradan çıkmak]
"Atlama tahtası" deyimi ve açıklaması
- Bir hamlede ulaşılamayacak yere kolayca varmayı sağlayan ara durağı; daha iyi bir duruma ulaşmak için basamak olarak kullanılan şey.
- "Basamak yapmak."
[
Atlama tahtası]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Bereket versin" deyimi ve açıklaması
- "Allah size bol kazanç versin" anlamında iyi dilek sözü.
- Çok şükür ki iyi ki (hoşnutluk anlatır).
- "Bereket versin ki ona bir şey olmamış."
[
Bereket versin]
"Bir çuval inciri berbat etmek" deyimi ve açıklaması
- İyi olan, yolunda giden bir durumu yanlış davranışlarla bozmak, olumsuz bir gidişe sokmak.
- "Eline çekici alır almaz çiviye vurdu, çivi tahtayı yarıp geçti, bir çuval inciri berbat ettiğini o zaman anladı."
[
Bir çuval inciri berbat etmek]
"Canına okumak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
- İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.
- "Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."
[
Canına okumak]
"Çiğlik etmek" deyimi ve açıklaması
- İnsana yakışmayan; olgunluğa, yaşa uygun düşmeyen yersiz ve kaba davranışlarda bulunmak.
- "Bir çiğlik edip de toplantıyı berbat edecek diye ödüm kopuyor."
- Kendisinden iyi bir şey yapması beklenirken ters, yersiz, yakışıksız bir davranışta bulunmak.
[
Çiğlik etmek]
"İyi gözle bakmamak" deyimi ve açıklaması
- Birisi hakkında iyi düşünmemek, kötü niyet beslemek.
- "Komşuları ona hiçbir zaman iyi gözle bakmadılar."
[
İyi gözle bakmamak]
"Tuz biber ekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek.
- Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak.
- "İyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine."
[
Tuz biber ekmek]