"Avucunu yalamak" deyiminin anlamı nedir?
- Umduğunu ele geçirememek, beklediğini elde edememek.
Avucunu yalamak deyimine benzer deyimler
"Açığını yakalamak" deyimi ve açıklaması
- Bir zayıf noktasını ele geçirmek.
[
Açığını yakalamak]
"Açıktan kazanmak" deyimi ve açıklaması
- Anapara ve emek koymadan bir şeyden kazanç elde etmek.
[
Açıktan kazanmak]
"Ağzına tat bulaşmak" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı işten yararlandığı için hep aynı işi yapıp aynı sonucu elde etmek istemek.
[
Ağzına tat bulaşmak]
"Ağzını havaya (poyraza) açmak" deyimi ve açıklaması
- Elindeki fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere bir şeyler elde etmeyi ummak.
- Umduğunu elde edememek, fırsatı kaçırdıktan sonra boş yere beklemek.
- "Evi o zaman alacaktın, artık geçti, bundan sonra ağzını havaya aç."
[
Ağzını havaya (poyraza) açmak]
"Attığı taş yerini bulmamak" deyimi ve açıklaması
- Giriştiği işte istediği sonucu elde edememek.
[
Attığı taş yerini bulmamak]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[
Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Burnunu çekmek" deyimi ve açıklaması
- Nefesini kullanarak sümüğünü burnunun yukarısına, geri çekmek.
- Yoksun kalmak, umduğunu bulamamak, istediğini elde edememek, gayesine ulaşamamak.
- "Müdürün yanına alınmayınca burnunu çekip gitti."
[
Burnunu çekmek]
"Çantada (torbada) keklik" deyimi ve açıklaması
- "Ele geçirilmesi o kadar kesin ki elde edilmiş sayılır" anlamında kullanılır.
- "Beni çantada keklik sanıyor ama yanılıyor."
[
Çantada (torbada) keklik]
"Dizgini (dizginleri) ele almak" deyimi ve açıklaması
- Yönetimi ele geçirmek, işi kendisi yönetmeye başlamak.
- "Dizginleri ele almazsak fabrika kargaşa içinde boğulup kalacak, üretim yapılamayacak."
[
Dizgini (dizginleri) ele almak]
"Hevesi kursağında kalmak" deyimi ve açıklaması
- Çok istediği, imrendiği, kavuşmak dilediği şeyi elde edememek.
- "Pikniğe gitmek istiyorduk, yağmur yağınca hevesimiz kursağımızda kaldı."
[
Hevesi kursağında kalmak]
"Yakayı ele vermek" deyimi ve açıklaması
- Yakalanmak, kaçamayarak ele geçmek.
- "Mahallenin hırsızı sonunda yakayı ele verdi."
[
Yakayı ele vermek]
"Yanıp tutuşmak" deyimi ve açıklaması
- Elde etmek için güçlü bir istek duymak, elde edemediği için de büyük üzüntü içinde olmak.
- Kuvvetli bir aşkla sevmek.
- "Bakan olmak isteğiyle yanıp tutuşuyordu."
[
Yanıp tutuşmak]