"Avaz avaz bağırmak" deyiminin anlamı nedir?
- Olanca gücüyle bağırmak; sesi yettiği kadar, var gücüyle bağırmak.
- "Tamam duyuyorum, öyle avaz avaz bağırma!".
Avaz avaz bağırmak deyimine benzer deyimler
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Ateş olsa cirmi kadar (oylumunca) yer yakar" deyimi ve açıklaması
- Ondan korkacak ne var? Bütün gücüyle saldırsa ne kadar kötülük yapabilir? Bunu çoktan göze aldık.
[
Ateş olsa cirmi kadar (oylumunca) yer yakar]
"Ayvaz kasap hep bir hesap" deyimi ve açıklaması
- "Ha öyle ha böyle, ikisi de bir; hangi yolu seçersek seçelim aynı sonuca varır" anlamında kullanılır.
- Hangi yol yeğlenirse yeğlensin, aynı sonuca varıyor. Ha öyle ha böyle.
[
Ayvaz kasap hep bir hesap]
"Ayyuka çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Pek yükselmek (ses için).
- Herkesçe duyulmak, yayılmak (dedikodu için).
- "Öyle kızgındı ki sesi ayyuka çıkıyordu."
[
Ayyuka çıkmak]
"Binin yarısı beş yüz (o da bizde yok)" deyimi ve açıklaması
- (Şaka sözü) Öyle uzun uzun düşünüp tasalanacak ne var?
[
Binin yarısı beş yüz (o da bizde yok)]
"Boğazı kurumak" deyimi ve açıklaması
- Çok susamak, çok konuşmaktan ve bağırmaktan ötürü sesi çıkmaz olmak.
- "Boğazım kurudu, bir şeyler içelim de öyle gidelim."
[
Boğazı kurumak]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Canla başla" deyimi ve açıklaması
- Seve seve, her türlü zorluğa göğüs gererek, var gücüyle, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayarak.
- "Hepsi canla başla çalıştı."
[
Canla başla]
"Çekeceği olmak" deyimi ve açıklaması
- Çok acı çekeceği, sıkıntıya gireceği bir iş ya da durumla karşılaşacağı sezilir olmak.
- "Öyle anlaşılıyor ki bu çavuştan çekeceğimiz var."
[
Çekeceği olmak]
"Don gömlek" deyimi ve açıklaması
- Çıplak, üzerinde sadece don ve gömlek var denilecek kadar soyunmuş hâlde.
- "Adamı, don gömlek kalacak kadar soydular."
[
Don gömlek]
"İnce eleyip sık dokumak" deyimi ve açıklaması
- Titizlik göstermek, bir şeyi en ince ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden geçirmek.
- "O kadar da ince eleyip sık dokunacak bir iş değil, kaygılanma."
[
İnce eleyip sık dokumak]
"Karınca kararınca" deyimi ve açıklaması
- Az, önemsiz ve küçük de olsa, gücü yettiği kadar, elinden geldiğince.
- "Caminin yapımına karınca kararınca o da katkıda bulunmaya karar verdi."
[
Karınca kararınca]