"Ateş almaya mı geldin?" deyiminin anlamı nedir?
- Neden bu kadar çabuk gitmek istiyorsun? Olur mu böyle?
Ateş almaya mı geldin? deyimine benzer deyimler
"Ağır gelmek" deyimi ve açıklaması
- Yapılması güç gelmek.
- Ağrına gitmek.
- Gücüne gitmek, onuruna dokunmak.
[
Ağır gelmek]
"Ahmak ıslatan" deyimi ve açıklaması
- Çişinti halindeki yağmur.
- İnce ince yağan yağmur, çisenti.
- "Böyle yürümeye devam edersek bu ahmak ıslatan iliklerimize işleyecek."
[
Ahmak ıslatan]
"Altın taş, üstün tokaç mı?" deyimi ve açıklaması
- Seni sıkan bir durum mu var? Neden gitmek istiyorsun? Konukluğunu uzatmanı dilerim.
[
Altın taş, üstün tokaç mı?]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Boş vermek" deyimi ve açıklaması
- Önem vermemek, aldırmamak, ilgisiz davranmak.
- "Boş ver, bu hayat böyle gelmiş, böyle gider."
[
Boş vermek]
"Bulgurlu'ya gelin mi gidecek" deyimi ve açıklaması
- Neden bu kadar süsleniyor?
[
Bulgurlu'ya gelin mi gidecek]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Can dermanı mı?" deyimi ve açıklaması
- Neden bu denli az veriyorsun, çok mu değerli?
[
Can dermanı mı?]
"Hem kel hem fodul" deyimi ve açıklaması
- "Bu kadar kusuruna, bu yeteneksizliğine rağmen bir de övünüyor, üstünlük taslıyor" anlamında kullanılır.
[
Hem kel hem fodul]
"Üstüne (üzerine) düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak.
- (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek.
- "Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak."
[
Üstüne (üzerine) düşmek]
"Yıldızı sönmek" deyimi ve açıklaması
- Ününü ve itibarını kaybetmek.
- "Yıldızının bu kadar çabuk söneceği kimin aklına gelirdi ki!"
[
Yıldızı sönmek]
"Yüzünü ağartmak" deyimi ve açıklaması
- Yakınlarının övünç duymasına neden olacak beğenilir bir iş yapmak.
- Yakın çevresinin övünç duymasına neden olacak bir iş yapmak veya başarı kazanmak.
- "Uluslararası maratonda birinci gelerek milletin yüzünü ağarttı bu çocuk."
[
Yüzünü ağartmak]