"Arabı gülmek" deyiminin anlamı nedir?
- İşleri yolunda gitmek, şansı açılmak, şansı yardım etmek.
Arabı gülmek deyimine benzer deyimler
"Aç doyurmak" deyimi ve açıklaması
- Yoksulları, açları beslemek, onlara yardım etmek.
[
Aç doyurmak]
"Adımı güveç koy, amma ocağın üzerine koyma" deyimi ve açıklaması
- Kimi zor işleri yapıyormuşum gibi göster ama o işleri bana yaptırma.
[
Adımı güveç koy, amma ocağın üzerine koyma]
"Ağır gelmek" deyimi ve açıklaması
- Yapılması güç gelmek.
- Ağrına gitmek.
- Gücüne gitmek, onuruna dokunmak.
[
Ağır gelmek]
"Apor topar etmek" deyimi ve açıklaması
- Toplanmasına vakit bırakmaksızın alıp gitmek, yaka paça etmek.
[
Apor topar etmek]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Aracılık etmek" deyimi ve açıklaması
- Araya girerek bir işin olmasına yardım etmek.
[
Aracılık etmek]
"Ayağı düze basmak" deyimi ve açıklaması
- İşleri iyi gitmek, zorlukları yenerek rahata kavuşmak.
- "Şu borcu da ödedik mi ayağımız düze basacak inşallah."
[
Ayağı düze basmak]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Bahtı açık olmak" deyimi ve açıklaması
- Talihi iyi olmak işleri hep yolunda gitmek.
[
Bahtı açık olmak]
"Bahtı kara" deyimi ve açıklaması
- Mutsuz, dertten kurtulamayan, işleri hep ters giden.
- "Allahım, şu bahtı kara kuluna yardım et de düzlüğe çıksın!"
[
Bahtı kara]
"Başı darda kalmak (başı dara düşmek)" deyimi ve açıklaması
- Çok sıkıntılı, çaresiz bir durumda olmak; parasızlıktan dolayı güç bir durumda kalmak.
- "Başı darda kalan insanlara yardım etmek insanlık borcudur."
[
Başı darda kalmak (başı dara düşmek)]
"Bel bağlamak" deyimi ve açıklaması
- Güvenmek, birisinin kendisine yardım edeceğine inanmak, inanıp arkasından gitmek.
- "İnsanoğluna bel bağlanılmaz."
[
Bel bağlamak]