"Arkasına düşmek" deyiminin anlamı nedir?
- Birini gözden ayırmayarak arkasından gitmek.
- Bir işi sona erdirmek için çok sıkı çalışmak.
- "Arkasına düşmezsen nasıl elde edeceksin o evi?"
Arkasına düşmek deyimine benzer deyimler
"Acısı içine çökmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak.
[
Acısı içine çökmek]
"Anasının nikâhını istemek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeye değerinden çok para istemek, olmayacak bir istekte bulunmak.
- "Senin istekli olduğunu duydu adam, şimdi gidersen anasının nikâhını isteyecek o eve."
- Satacağı nesne için değerinin çok üstünde para istemek.
[
Anasının nikâhını istemek]
"Ardına (arkasına) düşmek (Bir kişinin, bir işin)" deyimi ve açıklaması
- Bir kişinin (her iki anlamıyla) gittiği yoldan gitmek.
- Bir işi sona erdirmek için aralıksız çalışmak.
[
Ardına (arkasına) düşmek (Bir kişinin, bir işin)]
"Başa çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işi bitirmek, sona erdirmek, başarmak.
- Bir kişiye aşırı ölçüde ilgi gösterip çok şımartmak.
- "Ona biraz daha yüz verirsen başına çıkacak, söylediğini yapmayacak."
[
Başa çıkarmak]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Eşiğini aşındırmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaptırmak, gördürmek için bir yere çok gidip gelmek.
- "Şu köy yolu için hükümet eşiğini aşındırıp durduk."
[
Eşiğini aşındırmak]
"Hık mık etmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yapmamak için bahaneler ileri sürmeye çalışmak, bir soruyu cevaplandırırken net şeyler söylememek.
- "Hık mık edip durma, bu işi eninde sonunda yapacaksın!"
[
Hık mık etmek]
"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
[
Kırk dereden su getirmek]
"Ter dökmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yapmak için çok zahmet, zorluk çekmek.
- Çok terlemek.
- "Bu işi başarmak için az ter dökmedi."
[
Ter dökmek]
"Üstüne (üzerine) düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak.
- (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek.
- "Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak."
[
Üstüne (üzerine) düşmek]
"Yanıp tutuşmak" deyimi ve açıklaması
- Elde etmek için güçlü bir istek duymak, elde edemediği için de büyük üzüntü içinde olmak.
- Kuvvetli bir aşkla sevmek.
- "Bakan olmak isteğiyle yanıp tutuşuyordu."
[
Yanıp tutuşmak]