"Aptesini vermek (Birinin)" deyiminin anlamı nedir?
- Yaptığı kötü işten dolayı ona çok ağır sözler söylemek.
Aptesini vermek (Birinin) deyimine benzer deyimler
"Ağzına geleni söylemek" deyimi ve açıklaması
- Ağır ve kırıcı sözler söylemek.
[
Ağzına geleni söylemek]
"Ağzından çıkanı (çıkan sözü) kulağı işitmemek (duymamak)" deyimi ve açıklaması
- Çok kızıp fena, ağır sözler söylemek.
[
Ağzından çıkanı (çıkan sözü) kulağı işitmemek (duymamak)]
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Allah "yürü ya kulum" demiş" deyimi ve açıklaması
- Az zamanda çok para kazanan ve işinde çok çabuk ilerleyenler için söylenir.
- "Cenab-ı Hak bir kimseyi zengin etmek isterse ona, `yürü ya kulum` demesi yeter."
[
Allah "yürü ya kulum" demiş]
"Astığı astık, kestiği kestik" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı işlerden dolayı kimseye hesap vermek zorunda değil; yaptıklarına hiç kimse itiraz edemez.
- Davranışlarından dolayı kimseye hesap vermeyen, istediği gibi davranan, çok sert kimseler için kullanılır.
[
Astığı astık, kestiği kestik]
"Ateş püskürmek (Ateş saçmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok öfkeli olmak, ağır sözler söylemek.
- "Öğretmen kapıyı kıran öğrencilere ateş püskürdü."
[
Ateş püskürmek (Ateş saçmak)]
"Ateş yağdırmak" deyimi ve açıklaması
- Ateşli silahlarla aralıksız, bol mermi atmak.
- Etrafındakilere çok öfkeli, ağır sözler söylemek.
[
Ateş yağdırmak]
"Betine gitmek" deyimi ve açıklaması
- Kötü karşılamak, utanç verici bulmak, ayıp saymak.
- Ayıp saymak, kötü karşılamak, kendisine yedirememek.
- "Senin yaptığın iş adamın çok betine gitti."
[
Betine gitmek]
"Burnu Kaf dağında (olmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla kibirli, herkese yukarıdan bakar (olmak).
- "İyi ki bir araba aldı, burnu Kaf dağında bir adam olup çıktı."
- Çok kibirli, herkese çok yukarıdan bakar (olmak).
- "Burnu büyümek.
- ",
- "Burnu havada."
[
Burnu Kaf dağında (olmak)]
"Verip veriştirmek" deyimi ve açıklaması
- Ağır sözler söylemek, ağzına ne gelirse söylemek.
- "Yüzüne karşı verip veriştirdi ama o tek kelime bile söylemedi."
[
Verip veriştirmek]
"Yenilir yutulur gibi değil" deyimi ve açıklaması
- Yenmeyecek nitelikte (yiyecekler için).
- Aşırı, çok pahalı.
- Çok ağır, kabul edilmez (söz).
- Kendisiyle başa çıkılamayacak durumda olan.
- "Doğrusu yenilir yutulur gibi değildi o sözler."
[
Yenilir yutulur gibi değil]