"Ana baba günü" deyiminin anlamı nedir?
- Mahşer günü.
- Sıkıntılı kalabalık; telâşlı, tehlikeli, kimsenin kimseyi tanımadığı kalabalık.
- "Yangın yeri ana baba gününe dönmüştü."
Ana baba günü deyimine benzer deyimler
"Akşamdan kavur, sabaha savur" deyimi ve açıklaması
- Kazandığını günü gününe harcayan, har vurup harman savuran, savruk kimselerin durumunu anlatmak için kullanılır.
[
Akşamdan kavur, sabaha savur]
"Arkasını (birine) vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin koruyuculuğundan güç almak.
- Bir kimsenin himayesinden güç almak.
- "Arkasını kaymakama vermiş pervasızca konuşuyor, yolu burdan geçireceğim diyor."
[
Arkasını (birine) vermek]
"Arpalık yapmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yeri sürekli çıkar kaynağı olarak sömürmek.
- Bir yeri sürekli çıkar kaynağı olarak kullanmak, sömürmek.
- "Batılılar ülkemizi arpalık yaptılar âdeta."
[
Arpalık yapmak]
"Ayak altında kalmak" deyimi ve açıklaması
- Hor görülüp aşağılanmak, değer verilmemek.
- İnsanların sık gelip geçtiği yerde, kalabalık içinde kalmak.
- "Seyyar satıcıların pek çoğu ayak altında kalınacak bir yeri seçerler."
- Çok gelinip geçilen yerde bulunmak.
- Çevresince hor görülmek, kendisine karşı kötü davranılmak.
[
Ayak altında kalmak]
"Baba adam" deyimi ve açıklaması
- Ağır başlı, iyi yürekli, olgun, hoşgörülü, yaşlıca adam.
- "Ne baba adammış meğer, ailesinden değil, komşularından bile kimseyi ihmal etmedi."
[
Baba adam]
"Başında değirmen çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Çok gürültü yaparak, çok söyleyerek bir kimsenin başını döndürmek, bir kimseyi rahatsız etmek.
- "Tepesinde havan dövmek."
[
Başında değirmen çevirmek]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Başının çaresine bakmak" deyimi ve açıklaması
- Kimsenin yardımı olmayacağı anlaşıldığından içinde bulunduğu güç durumdan kurtulma yolunu kendisi aramak.
- Kimsenin yardımı olmadan kendi işini kendi yapmak, kendini zor durumdan kurtarmak.
- "Benden sana fayda yok, başının çaresine baksan iyi olacak."
[
Başının çaresine bakmak]
"Başının derdine düşmek" deyimi ve açıklaması
- Başka bir şeyle ilgilenemeyecek kadar sıkıntılı, üzücü ve tehlikeli bir duruma çare bulmaya çalışmak.
- "Adamın bize aldıracağı yok, baksana başının derdine düşmüş."
[
Başının derdine düşmek]
"Curcunaya çevirmek (veya döndürmek)" deyimi ve açıklaması
- Bir yeri kargaşa, şamata, gürültü patırtı ile doldurup kimsenin ne dediğini anlamayacak hâle getirmek.
- "Çocuklar bir dakikada ortalığı curcunaya çevirdiler."
[
Curcunaya çevirmek (veya döndürmek)]
"Çok görmek" deyimi ve açıklaması
- Esirgemek, bir kimseyi o şeye değer bulmamak.
- Bir kimsenin yaptığını, davranışını yadırgamak.
- "Gel, çok görme bana bu işi."
[
Çok görmek]
"Hem ziyaret hem ticaret" deyimi ve açıklaması
- Bir yeri veya kimseyi ziyarete giden kimsenin, bu görüşmeden yararlanarak başka bir işi de yapması durumunu anlatmak için kullanılır.
[
Hem ziyaret hem ticaret]