"Altüst etmek (olmak)" deyiminin anlamı nedir?
- Alt yüzünü üste çevirmek, altını üstüne getirmek.
- Karmakarışık duruma getirmek.
Altüst etmek (olmak) deyimine benzer deyimler
"Adam etmek" deyimi ve açıklaması
- Yetiştirip, eğitip topluma yararlı bir duruma getirmek.
[
Adam etmek]
"Aklını başından almak" deyimi ve açıklaması
- Çok şaşırtmak, düşünemeyecek duruma getirmek.
- "Gördüğü ev aklını başından aldı."
[
Aklını başından almak]
"Allak bullak etmek" deyimi ve açıklaması
- Kurulu düzeni bozmak, karmakarışık bir duruma getirmek.
- "Çocuklar evi allak bullak edip gitmişler."
[
Allak bullak etmek]
"Altını üstüne getirmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi bulmak için aramadık yer bırakmamak.
- "Evin altını üstüne getirdik ama tabancayı bulamadık."
- Söz ve davranışlarıyla çevreyi birbirine düşürmek, karmakarışık etmek.
- "Adam iki çift laf etti. Topluluğun altını üstüne getirdi."
[
Altını üstüne getirmek]
"Arabasını düze çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Güçlükleri yenip işini kolay yürür duruma getirmek.
[
Arabasını düze çıkarmak]
"Avucunun içine almak" deyimi ve açıklaması
- Birini her dediğini yapar duruma getirmek, baskı ve etkisi altına almak.
[
Avucunun içine almak]
"Ayağını kesmek (Bir yerden)" deyimi ve açıklaması
- Bir yere gitmez, uğramaz olmak.
- Birini bir yere artık uğramaz duruma getirmek.
- "Öyle korkutun ki o adamın ayağı kesilsin bu meyhaneden?"
[
Ayağını kesmek (Bir yerden)]
"Başına vurmak (İçki, zararlı gaz)" deyimi ve açıklaması
- Hasta, ya da ne yaptığını bilmez duruma getirmek.
[
Başına vurmak (İçki, zararlı gaz)]
"Başını ezmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kımıldanamaz, canlanamaz ve kötülük yapamaz duruma getirmek.
[
Başını ezmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Dize getirmek" deyimi ve açıklaması
- Kendisine karşı geleni alt ederek buyruğunu dinler duruma getirmek, boyun eğdirmek.
- "İki saatte düşmanı dize getirebiliriz."
[
Dize getirmek]
"Ters yüz etmek" deyimi ve açıklaması
- İçini dışına, altını üstüne getirmek ya da çevirmek.
- "Gömleğin yakasını ters yüzü edip diktim."
[
Ters yüz etmek]