"Altın leğene kan kusmak" deyiminin anlamı nedir?
- Zengin, ama hasta, mutsuz ya da dertli olmak.
Altın leğene kan kusmak deyimine benzer deyimler
"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
[
Ağıt yakmak]
"Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha" deyimi ve açıklaması
- Kullanabileceğimiz kişi, ya da şey, yalnız o değil ya!
[
Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha]
"Araya (aralığa) gitmek" deyimi ve açıklaması
- Heder olmak, işe yaramaz duruma gelmek.
- Karışıklıkta elden çıkmak ya da telef olmak.
[
Araya (aralığa) gitmek]
"Arkası mihrapta olmak" deyimi ve açıklaması
- Güçlü bir kimseye ya da sağlam bir şeye dayanmış olmak.
[
Arkası mihrapta olmak]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Başı bağlı olmak" deyimi ve açıklaması
- Evli ya da nişanlı olmak.
- Serbest, özgür olmayan, bir yere bağımlı olan.
- "Nihayet oğlanın da başını bağladık."
[
Başı bağlı olmak]
"Bir baltaya sap olmak" deyimi ve açıklaması
- Belirli bir sanat ya da iş sahibi olmak.
- "Şu yaşa geldin ama bir baltaya sap olamadın gitti."
[
Bir baltaya sap olmak]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Dile kolay" deyimi ve açıklaması
- Söylenmesi kolay ama yapılması ortaya konması ya da katlanılması çok güç.
- "Evet, dile kolay, haydi yap da görelim."
[
Dile kolay]
"Hop oturup hop kalkmak" deyimi ve açıklaması
- Ya heyecanından ya da öfkesinden yerinde duramaz olmak.
[
Hop oturup hop kalkmak]
"Ömür çürütmek" deyimi ve açıklaması
- Uzun süre bir şey için emek vermiş olmak, ya da boşuna zaman harcamış olmak.
- "Bu ev için bir ömür çürüttüm ben."
[
Ömür çürütmek]
"Yüreğine (içine) dert olmak" deyimi ve açıklaması
- Birine karşı ya da birinin kendine karşı yaptığı bir davranış sonradan kendisi için acı, üzüntü kaynağı olmak.
- "Ona yemek vermedim ama yüreğime dert oldu."
[
Yüreğine (içine) dert olmak]