"Altına yapışsa (altı tutsa) toprak olmak (bakır kesilmek)" deyiminin anlamı nedir?
- Giriştiği en güzel iş bile talihsizlikle, zararla sonuçlanmak.
Altına yapışsa (altı tutsa) toprak olmak (bakır kesilmek) deyimine benzer deyimler
"Ağır iş" deyimi ve açıklaması
- Yapılması zor iş, güç iş , zahmetli iş.
[
Ağır iş]
"Aslan payı" deyimi ve açıklaması
- Bir paylaşmada en büyük pay.
- Ortaklardan en güçlüsünün aldığı en büyük pay.
- Hak edilenden daha çok alınan pay, en güçlünün aldığı pay.
[
Aslan payı]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bile bile lâdes" deyimi ve açıklaması
- Bile bile aldınmış görünme, öyle gerektiği için kötü bir durumu kabullenme.
- "Ağaçları kesmesine bile bile lâdes dedim."
[
Bile bile lâdes]
"Can damarı" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.
- "Babam evin can damarıdır."
[
Can damarı]
"Can damarına basmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.
- "Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler."
[
Can damarına basmak]
"Çoğu gitti azı kaldı" deyimi ve açıklaması
- İşin en güç, en önemli, en büyük kısmı bitti, kalanı önemsizdir.
- "Ha gayret çocuklar, çoğu gitti azı kaldı."
[
Çoğu gitti azı kaldı]
"Ezbere iş görmek" deyimi ve açıklaması
- İncelemeden, özenmeden, gerekli olan bilgiyi almadan, gelişi güzel iş yapmak.
- "Ben sana ezbere iş görme demedim mi?"
[
Ezbere iş görmek]
"Kılına dokunmamak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye, zarar verebilecek en ufak davranıştan bile kaçınmak.
- "İnan anne, kılına bile dokunmadım kardeşimin!"
[
Kılına dokunmamak]
"Kılını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak)" deyimi ve açıklaması
- Bir durum karşısında en küçük bir tepki bile göstermemek, ilgisiz kalmak, harekete geçmemek.
- "Onca insan üstüme yürüdü ama o kılını bile kıpırdatmadı."
[
Kılını bile kıpırdatmamak (veya oynatmamak)]
"Suyun başı" deyimi ve açıklaması
- Suyun çıktığı yer, kaynak.
- En çok yarar sağlanacak yer.
- Bir iş için en önemli, iş en son kendisinde bitecek kişi, mevkii.
- "Yorgun bedenlerini suyun başındaki çimenlerin üstüne bıraktılar."
[
Suyun başı]
"Yanından bile geçmemiş" deyimi ve açıklaması
- Hiç ilgisi yok, en ufak benzerliği bile yok.
- "Sen kardeşini bir görsen, bu onun yanından bile geçmemiş."
[
Yanından bile geçmemiş]