"Altı kaval, üstü şeşhane (Şişhane)" deyiminin anlamı nedir?
- Daha çok giyim için
- "altı, üstüne; bir parçası öbür parçasına uymaz.
- " anlamında kullanılır.
- "Çabuk çıkar şu üzerindeki altı kaval üstü şeşhane elbiseyi, yoksa rezil olacaksın el âleme."
Altı kaval, üstü şeşhane (Şişhane) deyimine benzer deyimler
"Acısı içine çökmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak.
[
Acısı içine çökmek]
"Açıl susam açıl" deyimi ve açıklaması
- Bin bir gece masallarının baş kişisi Ali Baba’nın, Kırk Haramiler’in gömülerini saklandıkları mağaraya girmek için söyelediği bir büyülü söz olan bu deyim, bir çıkmaz, bir güçlük karşısında alay yollu kullanılır.
[
Açıl susam açıl]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Allah aratmasın" deyimi ve açıklaması
- Yakınılacak bir durumda, bir şeyin hiç bulunmaması hâlindeki sıkıntı anında
- "Allah daha kötüsünü göstermesin" anlamında kullanılır.
[
Allah aratmasın]
"Allah aşkına!" deyimi ve açıklaması
- Yemin vermek veya yalvarmak için
- "Allah`ını seversen" anlamında şaşma, usanç bildirir.
- "Allah aşkına şu işi bir daha yapma!"
[
Allah aşkına!]
"Allah "yürü ya kulum" demiş" deyimi ve açıklaması
- Az zamanda çok para kazanan ve işinde çok çabuk ilerleyenler için söylenir.
- "Cenab-ı Hak bir kimseyi zengin etmek isterse ona, `yürü ya kulum` demesi yeter."
[
Allah "yürü ya kulum" demiş]
"Altı alay, üstü kalay" deyimi ve açıklaması
- İçi dışı bir olmayan; dışı süslü, içi berbat.
- "Altı alay üstü kalay bir dolaba benziyor bu."
[
Altı alay, üstü kalay]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Bunda bir iş var" deyimi ve açıklaması
- "Bir olayın şimdilik bilinmeyen bir yönünün bulunması, anlaşılamayan bir sebebin aranması" durumunu anlatmak için kullanılır.
- "Polis, bunda bir iş var diyerek olayın üzerine tekrar gitti."
[
Bunda bir iş var]
"Eşiğini aşındırmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işi yaptırmak, gördürmek için bir yere çok gidip gelmek.
- "Şu köy yolu için hükümet eşiğini aşındırıp durduk."
[
Eşiğini aşındırmak]
"Haddini bildirmek" deyimi ve açıklaması
- Yetkisi dışındaki işlere karıştığı için sert bir karşılık vererek onu cezalandırmak, yola getirmek, uslandırmak, yetki sınırını bildirmek.
- "Haddini bildirin şu serseme de bir daha onun bunun malına el uzatmasın."
[
Haddini bildirmek]
"Kırk dereden su getirmek" deyimi ve açıklaması
- Birini kandırmak için çok dolambaçlı gerekçeler ileri sürmek, ikna edebilmek için çok uğraşmak.
- "Ne inatçı adammış, bir evet demek için kırk dereden su getirtti bana."
[
Kırk dereden su getirmek]