"Allah için" deyiminin anlamı nedir?
Allah için deyimine benzer deyimler
"Aba altından değnek göstermek" deyimi ve açıklaması
- Üstü kapalı sözlerle korkutmak.
[
Aba altından değnek göstermek]
"Aba altında er yatar" deyimi ve açıklaması
- Giysi kişiliği belirlemez, kaba saba giysisinin içinde de yiğit kişi bulunur.
[
Aba altında er yatar]
"Abacı, kebeci; (ya) sen neci?" deyimi ve açıklaması
- İlgililerin bu iş üzerinden konuşmaları, uğraşmaları doğaldır. Sen neci oluyorsun?
[
Abacı, kebeci; (ya) sen neci?]
"Burnu bile kanamamak" deyimi ve açıklaması
- Tehlikeli bir durumdan yara bere almadan kurtulmak.
- "On takla atan arabadan, burnu bile kanamadan çıktı, şaşılacak şey doğrusu."
[
Burnu bile kanamamak]
"Çene yarıştırmak" deyimi ve açıklaması
- Karşılıklı gevezelik etmek, boş konuşmak.
- "Sizinle çene yarıştırılmaz doğrusu."
[
Çene yarıştırmak]
"Elini kolunu sallaya sallaya gezmek" deyimi ve açıklaması
- Pervasızca, çekinmeden, kimseden korkmadan dolaşmak.
- "Bunca ağır suç işlemesine rağmen elini kolunu sallaya sallaya gezmesi şaşılacak şey doğrusu."
[
Elini kolunu sallaya sallaya gezmek]
"Gücüne gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir söz, bir davranış bir kimsenin onuruna dokunmak, o kimseye ağır gelmek.
- "Doğrusu onun bu sözleri gücüme gitti, çünkü hak etmedim o sözleri."
[
Gücüne gitmek]
"İğneli söz" deyimi ve açıklaması
- Dokunaklı, kırıcı, üzücü söz.
- "O iğneli sözlere ben bile dayanamazdım doğrusu."
[
İğneli söz]
"Kendini kaptırmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin etkisinden kendini kurtaramamak.
- "Bu yaştan sonra kendimi sigaraya kaptıracağım hiç aklıma gelmezdi doğrusu."
[
Kendini kaptırmak]
"Koltukları kabarmak" deyimi ve açıklaması
- Kendisine ya da yakınlarına yapılan övgüden ötürü kıvanç duyup büyüklenmek, böbürlenmek.
- "Oğlun oldukça becerikli dedikleri zaman koltuklarım kabardı doğrusu."
[
Koltukları kabarmak]
"Yenilir yutulur gibi değil" deyimi ve açıklaması
- Yenmeyecek nitelikte (yiyecekler için).
- Aşırı, çok pahalı.
- Çok ağır, kabul edilmez (söz).
- Kendisiyle başa çıkılamayacak durumda olan.
- "Doğrusu yenilir yutulur gibi değildi o sözler."
[
Yenilir yutulur gibi değil]
"Yüreğine su serpilmek" deyimi ve açıklaması
- Duyduğu üzüntüyü hafifletecek bir haberle karşılaşmak, ferahlamak.
- "Demek mahkemeye başvurmaktan vazgeçmiş, yüreğime su serpildi doğrusu, yoksa olayı hemen herkes duyacaktı."
[
Yüreğine su serpilmek]