"Alımı tez" deyiminin anlamı nedir?
- Yetenekli, her şeyi çabuk öğrenen.
Alımı tez deyimine benzer deyimler
"Açık sözlü" deyimi ve açıklaması
- Gerçeği söylemekten çekinmeyen, her şeyi açık açık söyleyen.
[
Açık sözlü]
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[
Ağzından kaçırmak]
"Ağzının perhizi yok" deyimi ve açıklaması
- Sakıncalarını düşünmeden her şeyi söyler.
[
Ağzının perhizi yok]
"Akl-ı evvel" deyimi ve açıklaması
- En doğruyu düşünür, her şeyi çok iyi bilir (geçinen).
[
Akl-ı evvel]
"Aklına düşmek" deyimi ve açıklaması
- Hatırlamak.
- Kafasında bir düşünce doğmak.
- "Aklına düşen her şeyi yapmak zorunda mısın?"
[
Aklına düşmek]
"Armudun sapı, üzümün (kirazın) çöpü var, demek" deyimi ve açıklaması
- Her şeye kusur bulup hiçbir şeyi beğenmemek.
[
Armudun sapı, üzümün (kirazın) çöpü var, demek]
"Armudun sapı var, üzümün çöpü var demek" deyimi ve açıklaması
- Hiçbir şeyi beğenmemek, her şeyin bir kusurunu bulmak.
[
Armudun sapı var, üzümün çöpü var demek]
"At görür aksar, su görür susar" deyimi ve açıklaması
- Gördüğü her şeyi kendisine gerekli olmasa bile edinmek ister.
[
At görür aksar, su görür susar]
"Benlik dâvası" deyimi ve açıklaması
- Önde görünmek, her şeyde söz sahibi olmak, her şeyi kendi düşüncesine uydurmak, hep dediğini yaptırmak çabası ve tutkusu.
- "Benlik dâvası güden insanlar bir yere varamazlar."
[
Benlik dâvası]
"Diline dolamak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin dedikodusunu yapmak, kötü tarafını her yerde söylemek.
- Bir şeyi her fırsatta söyler olmak.
[
Diline dolamak]
"Gözleri fıldır fıldır etmek" deyimi ve açıklaması
- Gözleri zekice, çabuk çabuk dönerek her tarafa bakmak.
[
Gözleri fıldır fıldır etmek]
"Hangi taşı kaldırsan altından çıkar" deyimi ve açıklaması
- Hemen her işte parmağı vardır.
- Her işten anlar, her işe karışır ya da her işten anladığı izlenimi verir.
[
Hangi taşı kaldırsan altından çıkar]