"Zora gelmemek" deyiminin anlamı nedir?
	- Sıkıntıya ve baskıya katlanamamak, güçlüğe sabredememek.
- "Zora gelemem ben, lütfen ısrar etmeyin!"
Zora gelmemek deyimine benzer deyimler
	
	"Ağzının içine bakmak" deyimi ve açıklaması
	- Birinin söylediklerini zevkle ve dikkatle dinlemek, bu sözlere uymak.
- Konuşan bir kimseyi seve seve ve dikkatlice dinlemek.
- "Konuşması onları öyle sarmıştı ki ağzının içine bakıyorlardı."
	[
Ağzının içine bakmak]
	
	"Ağzı süt kokmak" deyimi ve açıklaması
	- Çok genç ve deneyimsiz olmak.
- Çok genç, toy ve tecrübesiz olmak.
- "Şu ağzı süt kokan mı yarışacak benimle."
	[
Ağzı süt kokmak]
	
	"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
	- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
- Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
	[
Ahret kardeşi]
	
	"Ağzının payını vermek" deyimi ve açıklaması
	- Sert söz ve davranışlarla karşılık vererek bir kimseyi yaptığına pişman etmek.
- "Demek öyle, ben de senin ağzının payını vermezsem bana da Hasan demesinler!"
	[
Ağzının payını vermek]
	
	
	"Aşina, çıktı ocak başına" deyimi ve açıklaması
	- Kendisine karşı gösterilen içtenlik ve yakınlığı kötüye kullanmaya, yüzsüzlük ve saygısızlık etmeye başladı.
	[
Aşina, çıktı ocak başına]
	
	"At var, meydan yok" deyimi ve açıklaması
	- İş yapacak güç ve araç var, ama bunları kullanma alanı ve konusu yok.
	[
At var, meydan yok]
	
	"Benden günah gitti" deyimi ve açıklaması
	- Ben üzerime borç saydığım şeyi söyledim. Sözlerimi dinlemez, bildiğini yaparsa ortaya çıkacak kötü sonuçtan dolayı ben kendimi suçlu saymam.
	[
Benden günah gitti]
	
	"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
	- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
	[
Beyin yıkamak]
	
	"Canlı yayın" deyimi ve açıklaması
	- Kişilerin ses ve davranışlarını o anda ve doğrudan doğruya veren radyo ve televizyon yayını.
- "Parti temsilcileri bu akşam televizyonda canlı yayında tartışacaklar."
	[
Canlı yayın]
	
	
	"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
	- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
	[
Eyüp sabrı]
	
	"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
	- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
- "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
	[
Lafını (sözünü) bilmek]
	
	"Pahalıya mal olmak" deyimi ve açıklaması
	- Kolay elde edilememek; para, özveri ve emek gerektirmek; zarara ve sıkıntıya yol açmak.
- "Bu ev size pahalıya mal olsa gerek."
	[
Pahalıya mal olmak]