"Zılgıt yemek" deyiminin anlamı nedir?
- Azarlanmak, paylanmak.
- "Senin yüzünden öğretmenden zılgıt yedik."
Zılgıt yemek deyimine benzer deyimler
"Ağzının kokusunu çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin dayanılmaz, çekilmez tutum ve davranışlarına katlanmak.
- "Yeter artık, daha fazla senin ağız kokunu çekemem."
[
Ağzının kokusunu çekmek]
"Ağzının payını vermek" deyimi ve açıklaması
- Sert söz ve davranışlarla karşılık vererek bir kimseyi yaptığına pişman etmek.
- "Demek öyle, ben de senin ağzının payını vermezsem bana da Hasan demesinler!"
[
Ağzının payını vermek]
"Akıl kârı olmamak" deyimi ve açıklaması
- Akıllı, dengeli ve ölçülü bir kişinin yapacağı iş olmamak.
- "Akıl kârımı şimdi senin yaptığın bu iş?"
[
Akıl kârı olmamak]
"Akıllı uslu" deyimi ve açıklaması
- Dengeli, yaramazlık etmeyen, ölçüsüz ve taşkın davranışlarda bulunmayan.
- "Senin çocuk pek akıllı uslu görünüyor."
[
Akıllı uslu]
"Akıl sır ermemek." deyimi ve açıklaması
- Bir işin gizli yönlerini, niteliğini, asıl sebebini anlayamamak.
- "Senin bu işi nasıl berbat ettiğine hâlâ akıl sır erdiremedim."
[
Akıl sır ermemek.]
"Aklından zoru olmak" deyimi ve açıklaması
- Tutarsız, dengesiz, ölçüsüz, delice davranışlarda bulunmak.
- "Bırak o bıçağı, aklından zorun mu var senin?"
[
Aklından zoru olmak]
"Ateşine (nârına) yanmak" deyimi ve açıklaması
- Birinin yüzünden büyük haksızlığa uğramak, zarar görmek.
- "Eğer bu malı satamazsam senin ateşine yanmış olacağım."
[
Ateşine (nârına) yanmak]
"Boğaz boğaza gelmek" deyimi ve açıklaması
- Zorlu bir kavgaya tutuşmak, ya da kavga edecek hâle gelmek.
- "Senin o dilin yüzünden adamla boğaz boğaza geldik."
[
Boğaz boğaza gelmek]
"İki paralık etmek" deyimi ve açıklaması
- Değerini, onurunu çok düşürmek.
- "Seni arlanmaz utanmaz seni, beni iki paralık ettin, senin yüzünden topluma çıkamaz oldum!"
[
İki paralık etmek]
"Laf işitmek" deyimi ve açıklaması
- Birisi tarafından paylanmak, azarlanmak,"Çabuk ol, senin yüzünden laf işiteceğiz öğretmenden."
[
Laf işitmek]
"Söz (laf) işitmek" deyimi ve açıklaması
- Paylanmak, azarlanmak, biri kendisine darılmak.
- "Durup dururken babamdan söz işittik yine."
[
Söz (laf) işitmek]
"Yüzünden okumak" deyimi ve açıklaması
- Ezberden değil, yazılı kâğıttan ya da kitaptan okumak.
- Neler hissettiğini, durumunu yüzünden anlamak.
- "Onun ne mal olduğu yüzünden anlaşılıyor."
[
Yüzünden okumak]