"Zahmete sokmak" deyiminin anlamı nedir?
	- Birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek.
 - "Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz."
 
	
	
	
	Zahmete sokmak deyimine benzer deyimler
	
	"Acısını çekmek" deyimi ve açıklaması
	- Yapılan yanlış işin doğurduğu sıkıntı ve üzüntü içinde bulunmak.
 
	[
Acısını çekmek]
	
	"Ağız burun birbirine karışmak" deyimi ve açıklaması
	- Kavga, sarhoşluk, öfke, yorgunluk gibi nedenlerle yüz yara bere içinde olmak yada yüzde yorgunluk izleri görülmek.
 
	[
Ağız burun birbirine karışmak]
	
	"Ağzının içine bakmak" deyimi ve açıklaması
	- Birinin söylediklerini zevkle ve dikkatle dinlemek, bu sözlere uymak.
 - Konuşan bir kimseyi seve seve ve dikkatlice dinlemek.
 - "Konuşması onları öyle sarmıştı ki ağzının içine bakıyorlardı."
 
	[
Ağzının içine bakmak]
	
	"Ağzı süt kokmak" deyimi ve açıklaması
	- Çok genç ve deneyimsiz olmak.
 - Çok genç, toy ve tecrübesiz olmak.
 - "Şu ağzı süt kokan mı yarışacak benimle."
 
	[
Ağzı süt kokmak]
	
	
	"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
	- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
 - Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
 
	[
Ahret kardeşi]
	
	"Başına belâyı satın almak" deyimi ve açıklaması
	- Sıkıntı, üzüntü ve tedirginlik verici olduğunu sonradan anladığı bir işe kendi isteği ile girmiş bulunmak.
 - "Nereden girdim bu inşaat işine, durup dururken başıma belâyı satın aldım."
 
	[
Başına belâyı satın almak]
	
	"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
	- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
 - Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
 - "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
 
	[
Beyin yıkamak]
	
	"Canlı yayın" deyimi ve açıklaması
	- Kişilerin ses ve davranışlarını o anda ve doğrudan doğruya veren radyo ve televizyon yayını.
 - "Parti temsilcileri bu akşam televizyonda canlı yayında tartışacaklar."
 
	[
Canlı yayın]
	
	"Dokuz doğurmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir işi güçlükle ve sıkıntı içinde sonuca ulaştırmak.
 - Merakla, heyecanla, sabırsızlıkla, sıkıntı çekerek beklemek.
 - "İşe geç kalmıştı, yeni araba gelinceye kadar dokuz doğurdu."
 
	[
Dokuz doğurmak]
	
	
	"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
	- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
 
	[
Eyüp sabrı]
	
	"Lafını (sözünü) bilmek" deyimi ve açıklaması
	- Tutarlı ve mantıklı konuşmak, sakıncalı olmayan ve birini kırmayan sözler söylemek, saygılı ve yerinde konuşmak.
 - "O daima lafını bilir bir insan olmuştur."
 
	[
Lafını (sözünü) bilmek]
	
	"Zahmet çekmek" deyimi ve açıklaması
	- Sıkıntı, güçlük, yorgunluk ve eziyetlere katlanmak.
 - "Senin adam olman için az zahmet çekmedim ben."
 
	[
Zahmet çekmek]