"Zahmet çekmek" deyiminin anlamı nedir?
	- Sıkıntı, güçlük, yorgunluk ve eziyetlere katlanmak.
 - "Senin adam olman için az zahmet çekmedim ben."
 
	
	
	
	Zahmet çekmek deyimine benzer deyimler
	
	"Adam kıtlığında" deyimi ve açıklaması
	- Herhangi bir iş için gereken yetenekli, işe yarar kimselerin bulunmadığı ya da az bulunduğu yerde ve zamanda.
 
	[
Adam kıtlığında]
	
	"Ahret kardeşi" deyimi ve açıklaması
	- İnanç ve ibadette birbirlerinden ayrılmayan ve bu kardeşliği ahirette de sürdüreceklerini düşünen kadınlar.
 - Dünya ve ahiret işlerinde birbirlerinden ayrılmayan kimseler; kan bağı olmaksızın manevî olarak kurulan kardeşlik.
 
	[
Ahret kardeşi]
	
	"Ağzının kokusunu çekmek" deyimi ve açıklaması
	- Bir kimsenin dayanılmaz, çekilmez tutum ve davranışlarına katlanmak.
 - "Yeter artık, daha fazla senin ağız kokunu çekemem."
 
	[
Ağzının kokusunu çekmek]
	
	"Ağzının payını vermek" deyimi ve açıklaması
	- Sert söz ve davranışlarla karşılık vererek bir kimseyi yaptığına pişman etmek.
 - "Demek öyle, ben de senin ağzının payını vermezsem bana da Hasan demesinler!"
 
	[
Ağzının payını vermek]
	
	
	"Alacağına şahin, vereceğine karga" deyimi ve açıklaması
	- Alırken bütün gücünü kullanan ve kolaylık gösteren, kimsede parasını bırakmayan; verirken ise bin bir güçlük çıkaran, vereceğini geciktirmek için elinden geleni yapan kimse için kullanılır.
 - "Ne adamsın be! Alacağına şahin, vereceğine karga! Yazıklar olsun!"
 
	[
Alacağına şahin, vereceğine karga]
	
	"Allah versin" deyimi ve açıklaması
	- Dilenciyi savmak için
 - "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir.
 - İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir.
 - "Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
 
	[
Allah versin]
	
	"Allah "yürü ya kulum" demiş" deyimi ve açıklaması
	- Az zamanda çok para kazanan ve işinde çok çabuk ilerleyenler için söylenir.
 - "Cenab-ı Hak bir kimseyi zengin etmek isterse ona, `yürü ya kulum` demesi yeter."
 
	[
Allah "yürü ya kulum" demiş]
	
	"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
	- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
 - Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
 - "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
 
	[
Beyin yıkamak]
	
	"Bir damla" deyimi ve açıklaması
	- Çok az, pek az (sıvı şeyler için söylenir).
 - Çok küçük (çocuklar için söylenir).
 - "Bir damla su kaldı, ne yapacağız su gelmezse."
 
	[
Bir damla]
	
	
	"Eyüp sabrı" deyimi ve açıklaması
	- Peygamberlerden Hz. Eyyub` un başına gelen hastalığa sabredip, bundan dolayı şikâyet etmemesi; güçlük ve üzüntülere, hastalığa karşı sabretmesinden hareketle, en ağır ve sürekli üzüntülerden bile yakınmayanın büyük ve uzun sabrını anlatmak için kullanılır.
 
	[
Eyüp sabrı]
	
	"Ter dökmek" deyimi ve açıklaması
	- Bir işi yapmak için çok zahmet, zorluk çekmek.
 - Çok terlemek.
 - "Bu işi başarmak için az ter dökmedi."
 
	[
Ter dökmek]
	
	"Zahmete sokmak" deyimi ve açıklaması
	- Birine sıkıntı, güçlük ve yorgunluk vermek; masraf ettirmek.
 - "Adamcağızı durup dururken zahmete sokmuşsunuz."
 
	[
Zahmete sokmak]