"Yüzünü kızartmak" deyiminin anlamı nedir?
- Birini utandırıp yüzünün kızarmasına yol açmak.
- "Onun utanacağı sözleri söyleyip de yüzünü kızartmadan duramaz mısın sen?"
Yüzünü kızartmak deyimine benzer deyimler
"Arının yuvasına (inine) çöp dürtmek" deyimi ve açıklaması
- Tehlikeli kişiyi incitip kışkırtmak onun kendisine saldırmasına yol açmak.
[
Arının yuvasına (inine) çöp dürtmek]
"Çanak tutmak (açmak)" deyimi ve açıklaması
- Söz ve davranışlarıyla kavgaya, kargaşaya yol açmak.
- Dilenmek.
- "Onun bu işe çanak tutmasına fırsat vermeyeceğim."
[
Çanak tutmak (açmak)]
"Gıcık vermek" deyimi ve açıklaması
- Birini kızdırıp sinirlendirmek.
- Boğazı yakıp kaşındırarak öksürmeye yol açmak.
- "Gıcık veren bu tatlıyı yiyemiyorum."
[
Gıcık vermek]
"Gücüne gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir söz, bir davranış bir kimsenin onuruna dokunmak, o kimseye ağır gelmek.
- "Doğrusu onun bu sözleri gücüme gitti, çünkü hak etmedim o sözleri."
[
Gücüne gitmek]
"Günaha sokmak" deyimi ve açıklaması
- Günah işlemesine yol açmak, dinin buyrukları dışına çıkmasına zemin hazırlamak.
- "Kes sesini de bizi günaha sokma."
[
Günaha sokmak]
"Kan dökmek" deyimi ve açıklaması
- Ölüme yol açmak, yaralanıp ölmek veya birini yaralayıp öldürmek.
[
Kan dökmek]
"Kuyruğuna basmak" deyimi ve açıklaması
- Birini tahrik etmek, incitip saldırmasına yol açmak.
[
Kuyruğuna basmak]
"Maraza çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Anlaşmazlığa yol açacak işler yapmak, kavgaya yol açmak.
[
Maraza çıkarmak]
"Sepet havası çalmak" deyimi ve açıklaması
- Birini işten çıkarmak, yol vermek, yanından uzaklaştırmak.
- "Demek bize de sepet havası çalacakmış, görürüz bakalım!"
[
Sepet havası çalmak]
"Yara açmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin yüzünde, özellikle de vücudun bir yerinde yara oluşmasına sebep olmak.
- Büyük dert, acı, üzüntü vermek.
- "Onun sözleri içimde bir yara açtı."
[
Yara açmak]
"Yol açmak" deyimi ve açıklaması
- Yeni bir yol yapmak.
- Herhangi bir sebepten ötürü kapanmış yolu açmak, geçilir duruma getirmek.
- Birinin geçmesi için kenara çekilip geçme önceliği tanımak.
- Bir olayın başlamasına sebep olmak, öncülük etmek.
- "Onun bu çıkışı özgürlük hareketinin başlamasına yol açtı."
[
Yol açmak]
"Yüze vurmak" deyimi ve açıklaması
- İşlediği bir suçu ya da kabahati birinin açıkça yüzüne söyleyip onun utanmasına yol açmak.
- "Suçunu sakın yüzüne vurup da utandırma onu."
[
Yüze vurmak]