"Yüzünden okumak" deyiminin anlamı nedir?
- Ezberden değil, yazılı kâğıttan ya da kitaptan okumak.
- Neler hissettiğini, durumunu yüzünden anlamak.
- "Onun ne mal olduğu yüzünden anlaşılıyor."
Yüzünden okumak deyimine benzer deyimler
"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
[
Ağıt yakmak]
"Ağzıyla kuş tutsa…" deyimi ve açıklaması
- "Ne kadar çaba gösterse, ne yapsa da" anlamında kullanılır.
- "Ağzıyla kuş da tutsa, artık bu eve adım atamaz."
[
Ağzıyla kuş tutsa…]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha" deyimi ve açıklaması
- Kullanabileceğimiz kişi, ya da şey, yalnız o değil ya!
[
Amasya'nın bardağı, biri olmazsa biri daha]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Ayağı (ayakları) suya ermek (değmek) değimi ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Neden sonra aklı başına gelmek, bir şeyin aslını anlamak, beklenen biçimde olmadığını kavramak.
- "Toy olduğu için doğruyu göremiyor, onun da ayağı suya erecek bir gün."
[
Ayağı (ayakları) suya ermek (değmek) değimi ve anlamı]
"Ayağıyla tuzağa düşmek" deyimi ve açıklaması
- Safça davranışı ve işe önem vermemesi yüzünden açık bir hile ya da tehlikenin kurbanı olmak.
[
Ayağıyla tuzağa düşmek]
"Boğaz boğaza gelmek" deyimi ve açıklaması
- Zorlu bir kavgaya tutuşmak, ya da kavga edecek hâle gelmek.
- "Senin o dilin yüzünden adamla boğaz boğaza geldik."
[
Boğaz boğaza gelmek]
"Bostan korkuluğu" deyimi ve açıklaması
- Kuşları ve diğer yabani hayvanları ürkütmek için tarlalara dikilen kukla, insan benzeri nesne.
- Kendisinden beklenileni yapmayan, ya da kendisinden çekinilmeyen, göstermelik kimse.
- "Müdür tam bir bostan korkuluğu, memurlar ne iş yapıyor ne güç."
[
Bostan korkuluğu]
"Kolaçan etmek" deyimi ve açıklaması
- Çevresini ya da kendisinden istenilen yeri dolaşıp ne var ne yok diye bakmak, olup biteni anlamak amacıyla dolaşmak.
- "Bir kişi etrafı şöyle bir kolaçan etsin de gelsin."
[
Kolaçan etmek]
"Orta hâlli" deyimi ve açıklaması
- Ne zengin ne yoksul, ne iyi ne kötü, ne çirkin ne güzel.
- "Onlar orta hâlli bir ailedirler."
[
Orta hâlli]
"Tekin değil" deyimi ve açıklaması
- İçinde cinlerin olduğu kabul edilen bina ya da yer.
- Kendisinde bazı gizli güçlerin olduğu sanılan, tehlikeli kabul edilen kimse.
- "O eski ev tekin değil diyorlar."
[
Tekin değil]