"Yükünü tutmak" deyiminin anlamı nedir?
- Çok zenginleşmek, para ve mal kazanmış olmak.
- "Kısa zamanda yükünü tuttu bizim komşu."
Yükünü tutmak deyimine benzer deyimler
"Ağzı süt kokmak" deyimi ve açıklaması
- Çok genç ve deneyimsiz olmak.
- Çok genç, toy ve tecrübesiz olmak.
- "Şu ağzı süt kokan mı yarışacak benimle."
[
Ağzı süt kokmak]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Allah "yürü ya kulum" demiş" deyimi ve açıklaması
- Az zamanda çok para kazanan ve işinde çok çabuk ilerleyenler için söylenir.
- "Cenab-ı Hak bir kimseyi zengin etmek isterse ona, `yürü ya kulum` demesi yeter."
[
Allah "yürü ya kulum" demiş]
"Anasının nikâhını istemek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeye değerinden çok para istemek, olmayacak bir istekte bulunmak.
- "Senin istekli olduğunu duydu adam, şimdi gidersen anasının nikâhını isteyecek o eve."
- Satacağı nesne için değerinin çok üstünde para istemek.
[
Anasının nikâhını istemek]
"Ateş kesilmek" deyimi ve açıklaması
- Çok kızgın, öfkeli davranışlar göstermek.
- Çok çalışkan, hareketli ve becerikli olmak.
- Ateşli silâhlarla yapılan atışa son vermek.
- "Taraflar ateş kesilmesine razı olmadılar."
[
Ateş kesilmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Bir ayağı çukurda olmak" deyimi ve açıklaması
- Çok yaşlanmış olmak, yaşayacak çok az zamanı kalmış olmak.
- "Dedemin bir ayağı çukurda, onu üzmeyin artık."
[
Bir ayağı çukurda olmak]
"Boğazı kurumak" deyimi ve açıklaması
- Çok susamak, çok konuşmaktan ve bağırmaktan ötürü sesi çıkmaz olmak.
- "Boğazım kurudu, bir şeyler içelim de öyle gidelim."
[
Boğazı kurumak]
"Burnundan solumak" deyimi ve açıklaması
- İşi başından aşkın olduğu için gözü hiçbir şey görmemek, çok öfkelenmiş olmak.
- "Adam burnundan soluyor, sakın üstüne gitme, yoksa konuştuğuna pişman olursun."
- Çok öfkelenip sinirlenmiş olmak.
[
Burnundan solumak]
"Burnunun ucunu görmemek" deyimi ve açıklaması
- İleriyi görememek, meydana geleceği açık olanı görememek.
- Çok sarhoş olmak.
- Çok dikkatsiz ve dalgın olmak.
- "Sen ki burnunun ucunu göremeyen bir adamsın, seninle nasıl iş yapabilirim ben."
[
Burnunun ucunu görmemek]
"Dünyadan elini eteğini çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kenara çekilip toplum ile ilişkisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmaz olmak, daha çok ibadetle meşgul olmak ve dünya işleriyle ilgilenmez olmak.
- "Bizim komşu her nedense dünyadan elini eteğini çekti, görünmez oldu sanki."
[
Dünyadan elini eteğini çekmek]
"Para kesmek" deyimi ve açıklaması
- Çok para kazanmak.
- Devletin çok para basması.
- "Bizim büfe âdeta para kesiyor."
[
Para kesmek]