"Yükte hafif pahada ağır" deyiminin anlamı nedir?
- Taşınması kolay, değerli eşya (altın, elmas gibi.)
Yükte hafif pahada ağır deyimine benzer deyimler
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"At oynatmak" deyimi ve açıklaması
- Ata hüner göstermek.
- Bildiği ve istediği gibi davranmak.
- Belli bir alanda üstünlük kurmak.
- "Meydan adamlara kaldı, istedikleri gibi at oynatıyorlar."
[
At oynatmak]
"Bel vermek" deyimi ve açıklaması
- (Dik şeylerin) dışarıya doğru, (yatay şeylerin de) aşağıya doğru kamburlaşmak.
- "Yeni ördüğümüz duvar bel verdi."
- Duvar gibi dikey şeylerin ortası kamburlaşmak.
- Tavan direği gibi yatay şeylerin ortası aşağı sarkmak.
[
Bel vermek]
"Beyninden vurulmuşa dönmek" deyimi ve açıklaması
- Çok üzücü bir haberle aşırı sarsıntıya uğrayıp düşünme yeteneğini yitirir gibi olmak.
- Umulmadık, beklenmedik bir olay karşısında şaşkınlığa düşmek, düşünce yeteneğini yitirir gibi olmak.
- "Adamı karşısında görünce beyninden vurulmuşa döndü."
[
Beyninden vurulmuşa dönmek]
"Dile kolay" deyimi ve açıklaması
- Söylenmesi kolay ama yapılması ortaya konması ya da katlanılması çok güç.
- "Evet, dile kolay, haydi yap da görelim."
[
Dile kolay]
"Ekmek parası" deyimi ve açıklaması
- Kazanç, geçinmek için kazanılan para.
- "Ekmek parası kolay kolay kazanılmıyor."
[
Ekmek parası]
"Eliyle koymuş gibi bulmak" deyimi ve açıklaması
- Aradığı şeyi söylenen yerde çok kolay bulmak.
- "Onca şeyin arasında küçücük düğmeyi eliyle koymuş gibi buluverdi."
[
Eliyle koymuş gibi bulmak]
"Evdeki hesap çarşıya uymamak" deyimi ve açıklaması
- Önceden tasarlanan, düşünülen bir iş umulduğu gibi gitmemek, başka bir yönde gelişmek.
- "O kadar uğraştık ama evdeki hesap çarşıya uymadı, bu paraya istediğimiz gibi bir ev bulamadık."
[
Evdeki hesap çarşıya uymamak]
"Keyfinin kâhyası (olmamak)" deyimi ve açıklaması
- Birisine karışmaya hakkı olmamak, istediği gibi yaşamasına engel olmamak.
- "O benim keyfimin kâhyası olamaz, ben dilediğim gibi yaşarım, karışamaz bana!"
[
Keyfinin kâhyası (olmamak)]
"Madik atmak" deyimi ve açıklaması
- Hile, düzen ve oyunla aldatmak; dolap çevirmek.
- "Ona kolay kolay kimse madik atamaz."
[
Madik atmak]
"Sırtını yere getirmek" deyimi ve açıklaması
- Üstün gelmek.
- Güreşte rakibi sırt üstü yere yatırarak yenmek.
- "Onun sırtını kimse kolay kolay yere getiremez."
[
Sırtını yere getirmek]
"Su gibi akmak" deyimi ve açıklaması
- Zamanın çok hızlı geçip gitmesi.
- Bol bol gelmek ya da gitmek (para, yiyecek vs.).
- "Para su gibi akıyor, o harcamayacak da ben mi harcayacağım?"
[
Su gibi akmak]