"Yoluna çıkmak" deyiminin anlamı nedir?
- Karşılamaya gitmek.
- Yolda karşısına çıkmak.
- "Bütün kasaba halkı yeni gelen kaymakamın yoluna çıkmıştı."
Yoluna çıkmak deyimine benzer deyimler
"Ağır gelmek" deyimi ve açıklaması
- Yapılması güç gelmek.
- Ağrına gitmek.
- Gücüne gitmek, onuruna dokunmak.
[
Ağır gelmek]
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Alayı karayı yığmak" deyimi ve açıklaması
- Bütün kötü olasılıkları sayıp dökmek.
- Bütün kötü olasılıkları sayıp dökmek.
[
Alayı karayı yığmak]
"Ayağının altına almak" deyimi ve açıklaması
- Acımasızca, tekmelerle kıyasıya dövmek.
- Bir şeyi küçük görerek ondan faydalanma yoluna gitmemek, o şeyi tepmek.
- "Önüne serilen bütün nimetleri ayağının altına aldı hiç tınmadan."
[
Ayağının altına almak]
"Azınlıkta kalmak" deyimi ve açıklaması
- Bir sorun üzerine oy verenler, sayıca, karşı düşünceye oy verenlerden daha az çıkmak.
- Bir oyalamada, karşı düşünceye oy verenler sayıca az çıkmak.
[
Azınlıkta kalmak]
"Baş göstermek" deyimi ve açıklaması
- Ortaya çıkmak, belirmek, vuku bulmak.
- "Milletimiz baş gösteren bu yeni fikri kısa zamanda benimseyecektir."
[
Baş göstermek]
"Bıyığı terlemek" deyimi ve açıklaması
- Bıyığı yeni yeni çıkmaya başlamak.
- "Bıyığı terlemiş gençlerin eline bakamam gayri."
[
Bıyığı terlemek]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[
Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Çağ açmak" deyimi ve açıklaması
- Yeni bir gidişin, tutumun öncüsü olmak; evrensel bir gidişe yol açmak.
- "İstanbul` un fethiyle yeni bir çağ açıldı."
[
Çağ açmak]
"Çığır açmak" deyimi ve açıklaması
- Bir alanda yeni bir yol açmak; yeni bir tutum, izlenecek yöntem bulmak.
- "Bilim adamları kanserle mücadelede çığır açmak için kolları sıvadılar."
[
Çığır açmak]
"Çuldan çuvaldan olmak" deyimi ve açıklaması
- Bütün eşyası elinden gitmek.
[
Çuldan çuvaldan olmak]
"Dağarcığına atmak" deyimi ve açıklaması
- Yeni bilgilerini, eski bilgilerine katmak; yeni bilgileri zihnine yerleştirmek.
- "Öğrendiği her yeni bilgiyi dağarcığına atmayı ihmal etmedi."
[
Dağarcığına atmak]