"Aklını (bir şeyle) bozmak" deyiminin anlamı nedir?
- Sapıtmak, delirmek.
- Yalnızca ilgilendiği, üzerine düştüğü şeyle uğraşıp durmak, başka hiçbir mesele düşünmemek.
- "Bizim çocuk sinema ile aklını bozdu."
Aklını (bir şeyle) bozmak deyimine benzer deyimler
"Ağzını açıp gözünü yummak" deyimi ve açıklaması
- Öfke ile ağzına gelen bütün ağır sözleri söylemek.
- Kızgınlık ile sonunu düşünmeden ağzına gelen kötü sözleri söylemek, karşısındakine hakaret etmek.
- "Eve geç gelen kızına ağzını açıp gözünü yumdu."
[
Ağzını açıp gözünü yummak]
"Aile planlaması" deyimi ve açıklaması
- Çocuklu ailenin artık çocuk istememesi ve çocuksuz ailenin çocuk edinmek istemesi durumunda uygulanacak yöntemleri düzenleme siyasası.
[
Aile planlaması]
"Aklını almak" deyimi ve açıklaması
- Çekiciliği, güzelliği ile büyülemek, etkisi altına almak.
- "Kızın bir bakışı, aklını başından almaya yetti."
[
Aklını almak]
"Aklını çalmak (çelmek)" deyimi ve açıklaması
- Kararından, niyetinden vazgeçirip başka bir yola sokmak.
- Baştan çıkarmak, ayartmak.
- "Aklını çelip onu evlenmeye razı et."
[
Aklını çalmak (çelmek)]
"Allah bilir" deyimi ve açıklaması
- Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez.
- "Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."
- Bana öyle geliyor ki.
- "Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
[
Allah bilir]
"Aslan yürekli" deyimi ve açıklaması
- Çok yiğit, hiçbir şeyden korkmayan.
- Yılmaz, hiçbir şeyden korkmayan, yiğit, kahraman,"Aslan yürekli Mehmetçik düşmanı çil yavrusu gibi dağıttı."
- Hiçbir şeyde korkmayan, çok yiğit.
[
Aslan yürekli]
"Ayağı ile gelmek" deyimi ve açıklaması
- Kendi isteği ile gelmek.
- Çok fazla emek sarf edilmeden elde edilmek.
- "Adam ayağı ile geldi dayak yemeye."
[
Ayağı ile gelmek]
"Bağrına basmak" deyimi ve açıklaması
- Kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
- Birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek.
- "Amcası, yeğenini bağrına basmakta geçikmedi.
- Göğsü üzerine yaslanıp sevmek.
- Birini sevgi ve şefkatle yanına alıp korumak, yetiştirmek.
[
Bağrına basmak]
"Başına buyruk" deyimi ve açıklaması
- Dilediğini izin almaksızın yapan, istediği gibi davranan.
- "Sizin çocuk da amma başına buyruk bir çocuk olmuş."
[
Başına buyruk]
"Başının derdine düşmek" deyimi ve açıklaması
- Başka bir şeyle ilgilenemeyecek kadar sıkıntılı, üzücü ve tehlikeli bir duruma çare bulmaya çalışmak.
- "Adamın bize aldıracağı yok, baksana başının derdine düşmüş."
[
Başının derdine düşmek]
"Beyin yıkamak" deyimi ve açıklaması
- Kişiyi kendi görüş ve düşüncelerinden ayırıp başka bir görüş ve düşünceyi benimser duruma getirmek.
- Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek.
- "Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."
[
Beyin yıkamak]
"Gözü hiçbir şey görmemek" deyimi ve açıklaması
- Heyecana, öfkeye ya da önem verdiği bir işe kapılıp başka hiçbir şeyle uğraşamaz duruma gelmek.
- "Kendinden öylesine geçmişti ki gözü hiçbir şeyi görmez olmuştu."
[
Gözü hiçbir şey görmemek]