"Yiyip bitirmek" deyiminin anlamı nedir?
- Parayı tüketinceye dek harcamak.
- Yemeği sonu gelinceye kadar yemek.
- Birini üzmek, tedirgin etmek, devamlı hırpalamak.
- "Senin bu hareketlerin beni yiyip bitirdi!"
Yiyip bitirmek deyimine benzer deyimler
"Alnını karışlamak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin çok güç olduğunu, yapılamayacak kadar zor olduğunu anlatır.
- Küçümseyerek meydan okumak, tehdit etmek.
- "Beni polise bildirenin alnını karışlarım."
[
Alnını karışlamak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Canına okumak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
- İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.
- "Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."
[
Canına okumak]
"Ensesinde boza pişirmek" deyimi ve açıklaması
- Sıkıştırıp tedirgin etmek, eziyet etmek.
- "İşlerin yavaş gittiğini gören patron işçilerin ensesinde boza pişirmeye başladı."
[
Ensesinde boza pişirmek]
"Fiyat biçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin değerini belirlemek, para karşılığını tespit etmek.
- "Bu malın fiyatını biçmek o kadar kolay değil."
[
Fiyat biçmek]
"Gâvur etmek" deyimi ve açıklaması
- Boşuna harcamak, işe yaramaz duruma getirmek, yerinde harcamamak.
- "Onca parayı bu eve verip gâvur etti."
[
Gâvur etmek]
"Göz yummak" deyimi ve açıklaması
- Kabahatlerini, kusurlarını hoş karşılamak, görmezlikten gelmek, bağışlamak.
- "Sana bu yaşa gelinceye kadar göz yumdum, ama artık yeter."
[
Göz yummak]
"Hem kel hem fodul" deyimi ve açıklaması
- "Bu kadar kusuruna, bu yeteneksizliğine rağmen bir de övünüyor, üstünlük taslıyor" anlamında kullanılır.
[
Hem kel hem fodul]
"Tıka basa yemek" deyimi ve açıklaması
- Haddinden fazla yemek, çok yemek, mideyi rahatsız edecek kadar çok yemek.
- "Doymaz çocuk, tıka basa doldurdu karnını."
[
Tıka basa yemek]