"Yer etmek" deyiminin anlamı nedir?
- İz bırakmak.
- İyice yerleşmek.
- "Bu sözler kulağına iyice yer eder umarım."
Yer etmek deyimine benzer deyimler
"Ağzından çıkanı kulağı işitmemek" deyimi ve açıklaması
- Sözlerini tartmadan, düşünmeden, öfke içinde, nere varacağını hesaplamadan konuşmak.
- "İyice çıldırmış olmalısın. Çünkü ağzından çıkanı kulağın duymuyor."
[
Ağzından çıkanı kulağı işitmemek]
"Aklına yer etmek" deyimi ve açıklaması
- Uygun bulduğu bir düşünce kafasına yerleşmek.
- "Onun sana söyledikleri aklına yer eder inşallah."
[
Aklına yer etmek]
"Alıcı gözüyle bakmak deyimi anlamı" deyimi ve açıklaması
- Çok dikkatlı bakmak, alacakmış gibi iyice gözden geçirmek.
[
Alıcı gözüyle bakmak deyimi anlamı]
"Allah bilir" deyimi ve açıklaması
- Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez.
- "Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."
- Bana öyle geliyor ki.
- "Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
[
Allah bilir]
"Alnında (alnına) yazılmış olmak" deyimi ve açıklaması
- Yazgıyı, talihi bu türlü olmak; bu olayın başına gelmesini tanrının buyurmuş olduğuna inanmak.
[
Alnında (alnına) yazılmış olmak]
"Ar damarı çatlamak" deyimi ve açıklaması
- Utanç duyulacak şeyleri sıkılmadan yapmak, utanmayı bırakmak, yüzsüz olmak.
- "Ar damarı çatlamış bu adamdan ne umuyorsun anlamadım bir türlü."
[
Ar damarı çatlamak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Başını boş bırakmak" deyimi ve açıklaması
- Bir kişiyi ya da bir şeyi denetimsiz, kendi haline bırakmak.
- Denetimsiz, yalnız ve serbest bırakmak.
- "Bu çocuğun başını boş bırakma, yoksa başı belâya girecek."
[
Başını boş bırakmak]
"İşi azıtmak" deyimi ve açıklaması
- Yanlış ve aşırı yollara sapmak.
- "Bu çocuk da işi iyice azıttı."
[
İşi azıtmak]
"Kök salmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yere iyice, ayrılmamacasına yerleşmek.
- İyice tutunmak, köklenmek, sağlamlaşmak, yayılmak.
- "Onun sevgisi, içine iyice kök salmıştı."
[
Kök salmak]
"Kulağına küpe olmak" deyimi ve açıklaması
- Başına gelen bir işten, gördüğü olaydan ders alıp hiç unutmamak.
- "Umarım bu iş senin kulağına küpe olur da aynı hataya bir daha düşmezsin."
[
Kulağına küpe olmak]