"Yarı yolda bırakmak" deyiminin anlamı nedir?
- Verilen desteği, yapılan yardımı sonuna kadar götürmemek.
- "Sana nasıl güvenebilirim, beni kaç kez yarı yolda bıraktın."
Yarı yolda bırakmak deyimine benzer deyimler
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağa diyeyim sana, yağın bulaşsın bana" deyimi ve açıklaması
- Sana yardakçılık edeyim ki beni görüp gözetesin.
[
Ağa diyeyim sana, yağın bulaşsın bana]
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Alnını karışlamak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin çok güç olduğunu, yapılamayacak kadar zor olduğunu anlatır.
- Küçümseyerek meydan okumak, tehdit etmek.
- "Beni polise bildirenin alnını karışlarım."
[
Alnını karışlamak]
"Ayağına sıcak su mu (şerbet mi) dökelim?" deyimi ve açıklaması
- Çoktandır gelmiyordun; nasıl oldu da geldin? Teşekkürümüzü nasıl belirteceğimizi bilemiyoruz.
[
Ayağına sıcak su mu (şerbet mi) dökelim?]
"Başının çaresine bakmak" deyimi ve açıklaması
- Kimsenin yardımı olmayacağı anlaşıldığından içinde bulunduğu güç durumdan kurtulma yolunu kendisi aramak.
- Kimsenin yardımı olmadan kendi işini kendi yapmak, kendini zor durumdan kurtarmak.
- "Benden sana fayda yok, başının çaresine baksan iyi olacak."
[
Başının çaresine bakmak]
"Belirli (belli) belirsiz" deyimi ve açıklaması
- Yarı belli, yarı belirsiz, çok az belli.
[
Belirli (belli) belirsiz]
"Bir ayağı kıyıda, bir ayağı kuyuda olmak" deyimi ve açıklaması
- Yarı güvenli, yarı tehlikeli durumda.
- Son günlerini yaşıyor göçmesi yakın.
[
Bir ayağı kıyıda, bir ayağı kuyuda olmak]
"Burnu düşmek" deyimi ve açıklaması
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
- Burnuna koklanamayacak kadar pis bir koku gelmek, böyle bir kokudan burnu görev yapamaz olmak.
[
Burnu düşmek]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Canına değsin" deyimi ve açıklaması
- Ölü için verilen sadaka, yapılan dua ve iyilikler ona ulaşsın.
[
Canına değsin]
"Yol göstermek" deyimi ve açıklaması
- Rehberlik etmek, yolu bilmeyene tarif etmek, nasıl gidileceğini anlatmak.
- Nasıl davranılacağını, ne yapılacağını öğretmek.
- "Benim elimden bir şey gelmez, patrona git, o bir yol gösterir sana."
[
Yol göstermek]