"Üstüne geçirmek" deyiminin anlamı nedir?
	- Bir malın tapusunu kendi üzerine yazdırmak ya da çıkartmak.
 - Bir çocuğu evlât edinmek, kendi nüfusunu kaydettirmek.
 - "Evi üstüne geçirmiş dedem, doğru mu?"
 
	
	
	
	Üstüne geçirmek deyimine benzer deyimler
	
	"Açıl susam açıl" deyimi ve açıklaması
	- Bin bir gece masallarının baş kişisi Ali Baba’nın, Kırk Haramiler’in gömülerini saklandıkları mağaraya girmek için söyelediği bir büyülü söz olan bu deyim, bir çıkmaz, bir güçlük karşısında alay yollu kullanılır.
 
	[
Açıl susam açıl]
	
	"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
	- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
 
	[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
	
	"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
	- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
 
	[
Ağıt yakmak]
	
	"Altından girip üstünden çıkmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir serveti, bir parayı, bir kaynağı gereksiz yere, düşüncesizce, sorumsuzca harcayıp kısa zamanda bitirmek.
 - "Bir ayda o kadar paranın altından girip üstünden çıktı."
 
	[
Altından girip üstünden çıkmak]
	
	
	"Ateşle oynamak" deyimi ve açıklaması
	- Çok tehlikeli, zarar verecek bir işin üstüne üstüne gitmek ya da böyle bir işe girişmek.
 - "Bırak o silâhı elinden! Ateşle oynadığının farkında mısın sen?"
 
	[
Ateşle oynamak]
	
	"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
	- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
 - Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
 - "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
 
	[
Başından atmak]
	
	"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
 - Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
 - Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
 - Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
 - "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
 
	[
Başını ağrıtmak]
	
	"Başını boş bırakmak" deyimi ve açıklaması
	- Bir kişiyi ya da bir şeyi denetimsiz, kendi haline bırakmak.
 - Denetimsiz, yalnız ve serbest bırakmak.
 - "Bu çocuğun başını boş bırakma, yoksa başı belâya girecek."
 
	[
Başını boş bırakmak]
	
	"Baş vurmak" deyimi ve açıklaması
	- Müracaat etmek, bir işin yapılmasını bir kimse veya kuruluştan istemek.
 - Bilgi edinmek üzere bir kaynağa bakmak, bir kimseye danışmak.
 - "Vakit geçirmeden ansiklopediye bakalım da öğrenelim."
 
	[
Baş vurmak]
	
	
	"Bunda bir iş var" deyimi ve açıklaması
	- "Bir olayın şimdilik bilinmeyen bir yönünün bulunması, anlaşılamayan bir sebebin aranması" durumunu anlatmak için kullanılır.
 - "Polis, bunda bir iş var diyerek olayın üzerine tekrar gitti."
 
	[
Bunda bir iş var]
	
	"Mânâ çıkarmak" deyimi ve açıklaması
	- Yanlış bir yargıya varmak, bir söz ya da hareketten kendine göre bir anlam çıkarmak.
 - "Öyle alıngandı ki her sözümden bir mânâ çıkarıyordu."
 
	[
Mânâ çıkarmak]
	
	"Tuz biber ekmek" deyimi ve açıklaması
	- Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek.
 - Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak.
 - "İyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine."
 
	[
Tuz biber ekmek]