"Aklına esmek" deyiminin anlamı nedir?
- Daha önce düşünmemiş olduğu şeyi birden yapmaya karar vermek.
- "Birden aklına esti, kalkıp sahile indi."
Aklına esmek deyimine benzer deyimler
"Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak.
[
Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı]
"Ağzından kaçırmak" deyimi ve açıklaması
- Söylemek istemediği bir şeyi, boş bulunup söyleyivermek.
- "Dikkatli ol, lafı ağzından kaçırıp da gideceğimiz yeri söyleme."
- Söylemek istemediği şeyi farkında olmadan bildirivermek.
[
Ağzından kaçırmak]
"Aklına koymak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi yapmaya kesin olarak karar vermek.
- "Bu sene takıntısız sınıfımı geçmeyi aklıma koydum."
- Bir fikri başkasına aşılamak.
[
Aklına koymak]
"Ant içmek (etmek)" deyimi ve açıklaması
- Yemin etmek, bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek.
- "Ant içtik, asla bu ülkeyi düşmana bırakmayacağız."
[
Ant içmek (etmek)]
"Basıp gitmek" deyimi ve açıklaması
- Aklına koyduğu şeyi yapmak amacıyla, o an bulunduğu yerden kimseye danışmadan ayrılmak.
- "Öyle her aklına estiğinde basıp gidemezsin buradan."
[
Basıp gitmek]
"Beynine (kafasına) girmek" deyimi ve açıklaması
- Bir düşünce, kişinin aklına uygun gelmek.
- Belirtilen bir şeyi öğrenmek, ezberlemek.
- Bir kişiyi bir şey yapmaya kandırmak.
[
Beynine (kafasına) girmek]
"Bir hâl olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi çok yapa yapa usanmak, yorulmak, fenalık gelmek, bezmek.
- Daha önce görülmeyen davranışlar içinde olmak, huyu değişmek.
- Kazaya uğramış olmak.
- "Gecikti, başına bir hâl mi geldi acaba?"
[
Bir hâl olmak]
"Cümbür cemaat" deyimi ve açıklaması
- Topluca, hep birden.
- "Halamlara cümbür cemaat gitmeye karar verdik."
[
Cümbür cemaat]
"Gözü yılmak" deyimi ve açıklaması
- Daha önce denediği için o durumla karşılaşmaktan korkmak, o işe girişmekten çekinmek.
- "Sebzecilik işinden gözüm yıldı, bir daha bu işe girişeceğimi sanmıyorum."
[
Gözü yılmak]
"Hakkını vermek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin lâyıkıyla yapılması için ne gerekiyorsa ondan kaçınmamak.
- Birinin çalışmasını gereğince değerlendirmek, hakkı olan şeyi vermek.
- "Çalıştırdığın kişinin hakkını vermek zorundasın."
[
Hakkını vermek]
"Lafı (sözü) çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Konuşmasının sakıncalı bir biçim aldığını fark edince söze başka bir yön vermek, başka konuya geçmek.
- "Beni görünce birden nasıl da sözü çevirdi."
[
Lafı (sözü) çevirmek]
"Ulu orta söz söylemek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin aslını bilmeden, düşünüp tartmadan, çekinmeden, açıktan açığa konuşmak.
- "Birden ayağa kalkıp ulu orta söz söylemeye başladı."
[
Ulu orta söz söylemek]