"Ümidini kesmek" deyiminin anlamı nedir?
- Artık ummaz olmak, olacağını beklememek, kavuşamayacağını anlamak.
- "Ümidimi kestim iyice, kocam artık geri dönmeyecek."
Ümidini kesmek deyimine benzer deyimler
"Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı" deyimi ve açıklaması
- Daha önce toplumda önemli bir yeri yokken artık kendisine değer ve önem verilir bir kişi olmak.
[
Adam sırasına geçmek deyime ve anlamı]
"Adı batmak" deyimi ve açıklaması
- Unutulmak, adı anılmaz olmak.
- Artık adı hiç anılmaz olmak, unutulup gitmek.
[
Adı batmak]
"Ağzının tadını bilmek" deyimi ve açıklaması
- Güzel lezzetli yiyecekler seçmek.
- Keyif verici şeyleri seçmede usta olmak.
- Güzel yemeklerden anlamak.
- Bir şeyin güzelini, iyisini bilmek, anlamak.
- "Şunlardaki güzelliğe bak, ağzının tadını da biliyorsun hani."
[
Ağzının tadını bilmek]
"Ayağını çekmek" deyimi ve açıklaması
- Daha önce gittiği yere artık uğramaz olmak, ilişkiyi ve ilgiyi kesmek.
- "Artık onlardan elimi ayağımı çektim."
[
Ayağını çekmek]
"Battı balık yan gider" deyimi ve açıklaması
- Durum kötü. Düzelmez de. Bıraktım ipin ucunu.
- "İşlerin kötü gittiğine, düzelmeyeceğine, bu konuda da umut kalmadığına göre artık istenildiği gibi davranılabilir, ne olursa olsun" anlamında kullanılır.
- "Aldırma, üzülme artık, battı balık yan gider."
[
Battı balık yan gider]
"Bıçak kemiğe dayanmak" deyimi ve açıklaması
- Çekilen sıkıntı artık katlanamayacak bir hâl almak.
- "Bıçak kemiğe dayandı, artık bu yerde duramam."
[
Bıçak kemiğe dayanmak]
"Bir ayağı çukurda olmak" deyimi ve açıklaması
- Çok yaşlanmış olmak, yaşayacak çok az zamanı kalmış olmak.
- "Dedemin bir ayağı çukurda, onu üzmeyin artık."
[
Bir ayağı çukurda olmak]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[
Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Defteri kapamak" deyimi ve açıklaması
- İlgiyi kesmek, uğraşmaz olmak, söz konusu işi yapmaz olmak.
- "O defteri kapadık biz, artık soru sormayın.
[
Defteri kapamak]
"Gözü doymak" deyimi ve açıklaması
- Çok istenen bir şeye kavuşup, artık istemez duruma gelmek.
- "Sanırım şimdi gözün doymuştur, daha istemezsin artık."
[
Gözü doymak]
"Yüz göz olmak" deyimi ve açıklaması
- Senli benli olmak ve birbirinden çekineceği kalmamak, aradaki mesafe kalkmış olmak, lâubalileşmiş olmak.
- "İyice yüz göz olduk, beni artık dinlemiyorlar."
[
Yüz göz olmak]
"Yüzü kalmamak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye karşı pek borçlu bulunmak ve ondan artık bir şey isteyecek hâli kalmamak.
- "Bu güne kadar ne istedimse verdi. Artık yüzüm kalmadı, git, isteyebileceksen sen iste."
[
Yüzü kalmamak]