"Toz olmak" deyiminin anlamı nedir?
- Ortadan kaybolmak, kaçmak, uzaklaşmak.
- "Çabuk toz olun buradan."
Toz olmak deyimine benzer deyimler
"Ağzının tadı kaçmak" deyimi ve açıklaması
- Rahatı kaçmak, huzurunu kaybetmek, bir kimsenin kurulu dirliği, düzenliği bozulmak.
- "Şu vızır vızır işleyen yol buradan geçince ağzımızın tadı kaçtı."
[
Ağzının tadı kaçmak]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Ateş bacayı sarmak" deyimi ve açıklaması
- Bir iş ya da olay önüne geçilemez, tehlikeli bir durum almak.
- "Ateş bacayı sarmadan çabuk gidelim buradan!"
[
Ateş bacayı sarmak]
"Beyni bulanmak" deyimi ve açıklaması
- Sersemlemek, rahat düşünemez olmak.
- Bir işin oluş biçiminden kötü bir şey sezinleyerak kuşkulanıp huzuru kaçmak.
- Sersemlemek, sağlıklı düşünemez olmak.
- Kötü bir şey olacağını sezinleyip huzuru kaçmak.
- "Adamların suratlarını hiç beğenmedim, beynim bulandı, haydi gidelim buradan."
[
Beyni bulanmak]
"Duman olmak" deyimi ve açıklaması
- Ortadan kaybolmak.
- Durumu, düzeni, işi bozulmak. Kötü olmak.
- "Çabuk duman ol buradan, gözüm görmesin seni!"
[
Duman olmak]
"Gözleri fıldır fıldır etmek" deyimi ve açıklaması
- Gözleri zekice, çabuk çabuk dönerek her tarafa bakmak.
[
Gözleri fıldır fıldır etmek]
"Hesabını görmek" deyimi ve açıklaması
- Alacağını ödeyip ilişkisini kesmek.
- Cezalandırmak, vücudunu ortadan kaldırmak ya da öldürmek.
- "Çabuk şu adamın hesabını görün!"
[
Hesabını görmek]
"İzi silinmek" deyimi ve açıklaması
- Yok olmak, ortadan kaybolmak.
- "Çiçek hastalığının bu kasabada izi silindi hemen hemen, çünkü çocuklar aşılanıyorlar."
[
İzi silinmek]
"Papara yemek" deyimi ve açıklaması
- Çok azarlanmak.
- "Çabuk olun, annemden papara yemek istemiyorum."
[
Papara yemek]
"Sır olmak" deyimi ve açıklaması
- Aklın eremeyeceği biçimde ortadan kaybolmak.
[
Sır olmak]
"Tozu dumana katmak" deyimi ve açıklaması
- Ortalığı altüst etmek, karışıklığa yol açmak, gürültü patırtı çıkarmak.
- Çok fazla toz kaldırarak koşmak veya kaçmak.
- "Başıboş sığırlar tozu dumana katarak yokuştan aşağı iniyorlardı."
[
Tozu dumana katmak]
"Yola düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir zorunluluk sebebiyle yola çıkmak, yol almaya başlamak.
- "Çabuk olun, onlar yola düşmüşlerdir bile."
[
Yola düşmek]