"Top atmak" deyiminin anlamı nedir?
- İflas etmek.
- "Bu kadar kısa zamanda top atacağımızı sanmazdım."
Top atmak deyimine benzer deyimler
"Altından girip üstünden çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Bir serveti, bir parayı, bir kaynağı gereksiz yere, düşüncesizce, sorumsuzca harcayıp kısa zamanda bitirmek.
- "Bir ayda o kadar paranın altından girip üstünden çıktı."
[
Altından girip üstünden çıkmak]
"Arkasını sıvamak" deyimi ve açıklaması
- İltifat etmek, okşamak, övmek, birisini bu yolları kullanarak bir işe sevk etmek.
- "Arkasını sıvayarak yaptırıyorum her işi bu çocuğa."
[
Arkasını sıvamak]
"Ayranım budur, yarısı sudur" deyimi ve açıklaması
- Size güzel bir şey sunamıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
- Bu işi yarım yamalak yapıyorum; ama elimden ancak bu kadarı geliyor.
[
Ayranım budur, yarısı sudur]
"Babanın canı için" deyimi ve açıklaması
- Ölmüş olan babanın ruhunu şad etmek için (bana şu iyiliği yap).
- Birinden bir iyilik yapılması istenirken
- "bu iyiliği, ölmüş olan babanın ruhunu hoşnut etmek için yap" anlamında söylenir.
[
Babanın canı için]
"Baş göstermek" deyimi ve açıklaması
- Ortaya çıkmak, belirmek, vuku bulmak.
- "Milletimiz baş gösteren bu yeni fikri kısa zamanda benimseyecektir."
[
Baş göstermek]
"Burnu sürtülmek" deyimi ve açıklaması
- Ilımlı bir yol seçip gururundan vazgeçmek, sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek.
- "Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dik başlılığı bırakacak."
[
Burnu sürtülmek]
"Fiyat biçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin değerini belirlemek, para karşılığını tespit etmek.
- "Bu malın fiyatını biçmek o kadar kolay değil."
[
Fiyat biçmek]
"Göz açıp kapayıncaya kadar" deyimi ve açıklaması
- Çok çabuk, kısa bir zamanda.
- "O işi göz açıp kapayıncaya kadar yaparız."
[
Göz açıp kapayıncaya kadar]
"Hem kel hem fodul" deyimi ve açıklaması
- "Bu kadar kusuruna, bu yeteneksizliğine rağmen bir de övünüyor, üstünlük taslıyor" anlamında kullanılır.
[
Hem kel hem fodul]
"İdare etmek" deyimi ve açıklaması
- Yönetmek, çekip çevirmek.
- Tutumlu olmak, kullanmak.
- Elvermek, yetmek, yetişmek, korumak, kurtarmak.
- Hoş görmek, göz yummak.
- Örtbas etmek.
- "Bu ayakkabıyı bu fiyata veremem, çünkü idare etmez."
[
İdare etmek]
"Üstüne (üzerine) düşmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi elde etmek için çok uğraşmak.
- (Çocuğu) sevme ya da korumada çok ileri gitmek.
- "Şu çocuğun üstüne bu kadar düşmeyelim, şımardıkça şımarıyor, neredeyse başımıza çıkacak."
[
Üstüne (üzerine) düşmek]
"Yiyip bitirmek" deyimi ve açıklaması
- Parayı tüketinceye dek harcamak.
- Yemeği sonu gelinceye kadar yemek.
- Birini üzmek, tedirgin etmek, devamlı hırpalamak.
- "Senin bu hareketlerin beni yiyip bitirdi!"
[
Yiyip bitirmek]