"Tıka basa yemek" deyiminin anlamı nedir?
- Haddinden fazla yemek, çok yemek, mideyi rahatsız edecek kadar çok yemek.
- "Doymaz çocuk, tıka basa doldurdu karnını."
Tıka basa yemek deyimine benzer deyimler
"Akla karayı seçmek" deyimi ve açıklaması
- Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar çok zahmet çekmek.
- "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim."
[
Akla karayı seçmek]
"Aklı başından gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bayılmak.
- Çok sevinçten ya da çok korkudan ne yapacağını şaşırmak.
- Çok korkudan veya çok sevinçten ne yapacağını şaşırmak.
- Kafası çok yorulmuş olduğundan iyi düşünememek.
- "Annemi öyle evin ortasında baygın görünce aklım başımdan gitti."
[
Aklı başından gitmek]
"Alnının damarı çatlamak" deyimi ve açıklaması
- Başarmak için çok sıkıntı çekmek, çok çaba sarf edip emek vermek.
- "O yolu açıncaya kadar benim alnımın damarı çatladı, sen ne halt etmeye bozuyorsun?"
[
Alnının damarı çatlamak]
"Az çok" deyimi ve açıklaması
- Bir parça, o kadar çok olmayan, oldukça.
- "Az buçuk."
- Ne az ne çok, oldukça.
[
Az çok]
"Başında değirmen çevirmek" deyimi ve açıklaması
- Çok gürültü yaparak, çok söyleyerek bir kimsenin başını döndürmek, bir kimseyi rahatsız etmek.
- "Tepesinde havan dövmek."
[
Başında değirmen çevirmek]
"Burnu Kaf dağında (olmak)" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla kibirli, herkese yukarıdan bakar (olmak).
- "İyi ki bir araba aldı, burnu Kaf dağında bir adam olup çıktı."
- Çok kibirli, herkese çok yukarıdan bakar (olmak).
- "Burnu büyümek.
- ",
- "Burnu havada."
[
Burnu Kaf dağında (olmak)]
"Burnunda (gözünde) tütmek (Biri, bir şey)" deyimi ve açıklaması
- Çok özler, çok arar, çok ister olmak.
[
Burnunda (gözünde) tütmek (Biri, bir şey)]
"Canı çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Ölmek.
- Çok yorulmak.
- Çok yıpranmak.
- "Onu razı edinceye kadar canım çıktı."
[
Canı çıkmak]
"Davul çalsan işitmez" deyimi ve açıklaması
- Çok fazla duyma sorunu var.
- Uykusu çok ağır.
- Kendini verdiği işin dışındaki hiçbir şeyle ilgilenmez.
[
Davul çalsan işitmez]
"İçi yanmak" deyimi ve açıklaması
- Çok susamak.
- Büyük bir acı sebebiyle çok fazla üzülmek.
- "Sanki yalnız onun içi yanıyordu."
[
İçi yanmak]
"Safra bastırmak" deyimi ve açıklaması
- Açlığını yatıştırmak için az miktarda yemek yemek.
[
Safra bastırmak]
"Yağ tulumu" deyimi ve açıklaması
- Çok şişman, çok yağlı.
- "Birkaç ay sonra yağ tulumu olacak, şuna birisi söylese de çok yemese."
[
Yağ tulumu]