"Taraf tutmak" deyiminin anlamı nedir?
- Bir yanı desteklemek, yan çıkmak.
- "Ben sana taraf tutup da onların düşmanlığını kazanma demedim mi?"
Taraf tutmak deyimine benzer deyimler
"Açıl susam açıl" deyimi ve açıklaması
- Bin bir gece masallarının baş kişisi Ali Baba’nın, Kırk Haramiler’in gömülerini saklandıkları mağaraya girmek için söyelediği bir büyülü söz olan bu deyim, bir çıkmaz, bir güçlük karşısında alay yollu kullanılır.
[
Açıl susam açıl]
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Ağıt yakmak" deyimi ve açıklaması
- Sevilen birinin ölümü ya da toplumca uğranılan bir acı dolayısıyla ağıt özelliği taşıyan bir şiir yazmak ya da böyle olaylarla ilgili olarak ağıt söylemek.
[
Ağıt yakmak]
"Akan sular durmak" deyimi ve açıklaması
- Tersi söylenmeyecek bir durum meydana gelmek, itiraz edilecek bir nokta kalmamak.
- Artık itiraz edilebilecek, karşı durulacak bir nokta kalmamak.
- "Siz Mehmet Ağa`ya gidin, o devreye girdi mi akan sular durur, kolay anlaşırsınız."
[
Akan sular durmak]
"Akıl öğretmek (vermek)" deyimi ve açıklaması
- Herhangi bir konuda yol gösterip tavsiyede bulunmak, bilgi vermek.
- "Sana akıl verecek bir adam da mı bulamadın?"
[
Akıl öğretmek (vermek)]
"Altından girip üstünden çıkmak" deyimi ve açıklaması
- Bir serveti, bir parayı, bir kaynağı gereksiz yere, düşüncesizce, sorumsuzca harcayıp kısa zamanda bitirmek.
- "Bir ayda o kadar paranın altından girip üstünden çıktı."
[
Altından girip üstünden çıkmak]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Baş vurmak" deyimi ve açıklaması
- Müracaat etmek, bir işin yapılmasını bir kimse veya kuruluştan istemek.
- Bilgi edinmek üzere bir kaynağa bakmak, bir kimseye danışmak.
- "Vakit geçirmeden ansiklopediye bakalım da öğrenelim."
[
Baş vurmak]
"Mânâ çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Yanlış bir yargıya varmak, bir söz ya da hareketten kendine göre bir anlam çıkarmak.
- "Öyle alıngandı ki her sözümden bir mânâ çıkarıyordu."
[
Mânâ çıkarmak]
"Tuz biber ekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir yemeğe tuz ya da biber dökmek.
- Bir üzüntünün acısını, bir kusurun ağırlığını daha da artırmak.
- "İyi yaptın sanki, o günleri hatırlatarak tuz biber ektin kadının yüreğine."
[
Tuz biber ekmek]
"Üstüne varmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi yapmasını zorlayarak istemek.
- Bir kadın, evli bir erkekle evlenmek.
- "Demek tükürdü sana; üstüne varma, zorlama demedim mi sana?"
[
Üstüne varmak]