"Akla yakın" deyiminin anlamı nedir?
Akla yakın deyimine benzer deyimler
"Aklı durmak" deyimi ve açıklaması
- Şaşırmak, düşünemez bir hâle gelmek.
- "Resmi öyle güzel yapmış ki görsen aklın durur."
[
Aklı durmak]
"Alttan güreşmek" deyimi ve açıklaması
- Biraz geriden, pasif hareket edip gizli gizli yenme yollarını kollamak.
- "Vay hınzır vay!.. Alttan güreşip aklın sıra başarı kazanacaksın ha!"
[
Alttan güreşmek]
"Attığı attık, tuttuğu tuttuk" deyimi ve açıklaması
- Yaptığı her işi herkes kabul etmek zorunda: İstemediği işi yapmayacak, istediğini yapacaktır.
- "Astığı astık"
[
Attığı attık, tuttuğu tuttuk]
"Azı çoğa tutmak (saymak)" deyimi ve açıklaması
- Verilen az şeyi çok gibi, gönül hoşluğu ile kabul etmek.
[
Azı çoğa tutmak (saymak)]
"Azı çoğa saymak" deyimi ve açıklaması
- Verilen şey, armağan az ya da küçük de olsa, çokmuş, büyükmüş, değerliymiş gibi kabul etmek.
[
Azı çoğa saymak]
"Bahis tutuşmak. (Bahse girişmek)" deyimi ve açıklaması
- Ayrı ayrı görüşler savunan iki kişiden her biri, kendi görüşü yanlış çıkarsa ötekine bir şey vermeyi kabul etmek.
[
Bahis tutuşmak. (Bahse girişmek)]
"Bahse girmek" deyimi ve açıklaması
- Görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma yapmak.
- "Erken kalkmak konusunda onunla bahse girdik."
[
Bahse girmek]
"Borç (ödev) bilmek (saymak)" deyimi ve açıklaması
- Bir şey yapmayı, kendisi için yerine getirilmesi zorunlu bir iş olarak kabul etmek.
[
Borç (ödev) bilmek (saymak)]
"Burnu sürtülmek" deyimi ve açıklaması
- Ilımlı bir yol seçip gururundan vazgeçmek, sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek.
- "Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dik başlılığı bırakacak."
[
Burnu sürtülmek]
"Dar boğaz" deyimi ve açıklaması
- Sıkıntılar ve güçlükler içinde geçirilen, geçici kabul edilip sonunda ferahlık umulan durum.
- "Evel Allah bu dar boğazı da aşacağız."
[
Dar boğaz]
"İmana gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hak dini olan İslâm`ı kabul etmek.
- En sonunda doğruyu söylemek.
- Önceden kabul etmediği şeyi sonradan kabul edip uymak.
- "İmana gel, tövbe et ki öbür dünyada mutluluğa eresin."
[
İmana gelmek]
"Tekin değil" deyimi ve açıklaması
- İçinde cinlerin olduğu kabul edilen bina ya da yer.
- Kendisinde bazı gizli güçlerin olduğu sanılan, tehlikeli kabul edilen kimse.
- "O eski ev tekin değil diyorlar."
[
Tekin değil]