"Akla uymak" deyiminin anlamı nedir?
- Başkasına danışmadan kendi aklıyla kötü bir iş yapmak.
Akla uymak deyimine benzer deyimler
"Adı çıkmak dokuza, inmez sekize" deyimi ve açıklaması
- Bir kimsenin adı bir kez iyi ya da bir kez kötü tanındıktan sonra, bu genel kanı kolay kolay değişmez, kişi bir konu ünlendi mi o ün sürüp gider.
[
Adı çıkmak dokuza, inmez sekize]
"Akıl etmek" deyimi ve açıklaması
- Akıllıca bir iş yapmak, bir önlem almak.
- Herhangi bir önlem ve çareyi zamanında düşünmek, vaktinde hatırlamak.
- "Sular kesilecekti ama kovaları doldurmayı akıl edemedim."
[
Akıl etmek]
"Başından atmak" deyimi ve açıklaması
- Gereksiz görülen bir bağlılığa, bir ilişkiye son vermemek; bir istekte bulunan kişiyi yanından uzaklaştırmak.
- Yapılması zor bir işi yapmaktan kendini kurtarmak ya da o işi bir başkasına yüklemek.
- "Kısa zamanda o işi başından atmasını becerdi."
[
Başından atmak]
"Başını ağrıtmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yığın gereksiz sözlerle bir kimseyi sıkıp yormak.
- Bir iş, bir kimseyi rahatsız edip uğraştırmak.
- Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
- Bir iş için birini uğraştırmak, sıkmak.
- "Yeter artık, bu iş için başımı ağrıtıp durma."
[
Başını ağrıtmak]
"Beyni bulanmak" deyimi ve açıklaması
- Sersemlemek, rahat düşünemez olmak.
- Bir işin oluş biçiminden kötü bir şey sezinleyerak kuşkulanıp huzuru kaçmak.
- Sersemlemek, sağlıklı düşünemez olmak.
- Kötü bir şey olacağını sezinleyip huzuru kaçmak.
- "Adamların suratlarını hiç beğenmedim, beynim bulandı, haydi gidelim buradan."
[
Beyni bulanmak]
"Bir taşla iki kuş vurmak" deyimi ve açıklaması
- Bir davranışla iki veya birden çok yararlı sonuç elde etmek, bir girişimle iki iş yapmak.
- "Anladım amacını, bir taşla iki kuş vurmak."
[
Bir taşla iki kuş vurmak]
"Bunda bir iş var" deyimi ve açıklaması
- "Bir olayın şimdilik bilinmeyen bir yönünün bulunması, anlaşılamayan bir sebebin aranması" durumunu anlatmak için kullanılır.
- "Polis, bunda bir iş var diyerek olayın üzerine tekrar gitti."
[
Bunda bir iş var]
"Canına okumak" deyimi ve açıklaması
- Bir kimseye büyük bir zarar vermek, kötülük etmek.
- İyi bir şeyi kötü hâle getirmek, heder etmek, harcamak.
- "Yeni aldığım oyuncağın canına okudu bir günde."
[
Canına okumak]
"Gün almak" deyimi ve açıklaması
- Bir iş yapmak için ilgili kişiden gün ayırmasını; belirli bir tarih tespit etmesini istemek, randevu almak.
- Yaşını bitirip daha sonraki yılın bir ya da birkaç gününü almak.
- "Doktordan gün almayı unutmamışsındır umarım."
[
Gün almak]
"Halt etmek" deyimi ve açıklaması
- Yakışıksız davranmak, uygunsuz bir söz söylemek veya kötü bir şey yapmak.
- "Halt etmişsin, bir de utanmadan anlatıyorsun."
[
Halt etmek]
"Kedi olalı bir fare tuttu" deyimi ve açıklaması
- İlk defa, neden sonra kendisinden beklenen bir iş yapabildi.
- "Temsilcimiz, nihayet kedi olalı bir fare tuttu, yüklü bir iş yakaladı."
[
Kedi olalı bir fare tuttu]
"Yüzünü ağartmak" deyimi ve açıklaması
- Yakınlarının övünç duymasına neden olacak beğenilir bir iş yapmak.
- Yakın çevresinin övünç duymasına neden olacak bir iş yapmak veya başarı kazanmak.
- "Uluslararası maratonda birinci gelerek milletin yüzünü ağarttı bu çocuk."
[
Yüzünü ağartmak]