"Sözüne gelmek" deyiminin anlamı nedir?
- En sonunda karşı çıktığı kimsenin fikrini kabul etmek.
- "Demek sözüme geldin, o hâlde gidelim."
Sözüne gelmek deyimine benzer deyimler
"Aslan payı" deyimi ve açıklaması
- Bir paylaşmada en büyük pay.
- Ortaklardan en güçlüsünün aldığı en büyük pay.
- Hak edilenden daha çok alınan pay, en güçlünün aldığı pay.
[
Aslan payı]
"Ayağını denk almak" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin kendisine karşı yapacakları muhtemel kötülüklere karşı uyanık davranmak, tedbirli olmak.
- "Eğer ayağını denk almazsan o adamlar başına bir iş açacaklar senin."
[
Ayağını denk almak]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Can damarı" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.
- "Babam evin can damarıdır."
[
Can damarı]
"Can damarına basmak" deyimi ve açıklaması
- Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.
- "Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler."
[
Can damarına basmak]
"Çoğu gitti azı kaldı" deyimi ve açıklaması
- İşin en güç, en önemli, en büyük kısmı bitti, kalanı önemsizdir.
- "Ha gayret çocuklar, çoğu gitti azı kaldı."
[
Çoğu gitti azı kaldı]
"Eninde sonunda" deyimi ve açıklaması
- Nihayet, en sonunda.
- "Eninde sonunda onu bulacağım."
[
Eninde sonunda]
"Gönlü kalmak" deyimi ve açıklaması
- Gücenmek.
- İstediği hâlde elde edemediği şey üzerinde isteği devam etmek.
- "Gönlüm o vitrindeki elbisede kaldı."
[
Gönlü kalmak]
"Gücüne gitmek" deyimi ve açıklaması
- Bir söz, bir davranış bir kimsenin onuruna dokunmak, o kimseye ağır gelmek.
- "Doğrusu onun bu sözleri gücüme gitti, çünkü hak etmedim o sözleri."
[
Gücüne gitmek]
"Hoş beş etmek" deyimi ve açıklaması
- Şundan bundan konuşarak sohbet etmek.
- "O iki ihtiyar kadın hoş beş etmek için yaratılmışlar sanki."
[
Hoş beş etmek]
"İmana gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hak dini olan İslâm`ı kabul etmek.
- En sonunda doğruyu söylemek.
- Önceden kabul etmediği şeyi sonradan kabul edip uymak.
- "İmana gel, tövbe et ki öbür dünyada mutluluğa eresin."
[
İmana gelmek]
"Suyun başı" deyimi ve açıklaması
- Suyun çıktığı yer, kaynak.
- En çok yarar sağlanacak yer.
- Bir iş için en önemli, iş en son kendisinde bitecek kişi, mevkii.
- "Yorgun bedenlerini suyun başındaki çimenlerin üstüne bıraktılar."
[
Suyun başı]