"Sözü ağzında bırakmak" deyiminin anlamı nedir?
- Söylemekte olduğu şeyi bitirmesine fırsat vermemek, engel olmak.
Sözü ağzında bırakmak deyimine benzer deyimler
"Aslı faslı olmamak" deyimi ve açıklaması
- Uydurma olmak, yalan olmak, gerçek olmamak, doğru olmamak, asılsız olmak.
[
Aslı faslı olmamak]
"Bir hâl olmak" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi çok yapa yapa usanmak, yorulmak, fenalık gelmek, bezmek.
- Daha önce görülmeyen davranışlar içinde olmak, huyu değişmek.
- Kazaya uğramış olmak.
- "Gecikti, başına bir hâl mi geldi acaba?"
[
Bir hâl olmak]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Burnundan solumak" deyimi ve açıklaması
- İşi başından aşkın olduğu için gözü hiçbir şey görmemek, çok öfkelenmiş olmak.
- "Adam burnundan soluyor, sakın üstüne gitme, yoksa konuştuğuna pişman olursun."
- Çok öfkelenip sinirlenmiş olmak.
[
Burnundan solumak]
"Dünyadan elini eteğini çekmek" deyimi ve açıklaması
- Bir kenara çekilip toplum ile ilişkisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmaz olmak, daha çok ibadetle meşgul olmak ve dünya işleriyle ilgilenmez olmak.
- "Bizim komşu her nedense dünyadan elini eteğini çekti, görünmez oldu sanki."
[
Dünyadan elini eteğini çekmek]
"Gölge etmek" deyimi ve açıklaması
- Işığa engel olmak.
- Bir işin yapılmasına engel olmaya çalışmak.
- "Gölge etme de şu işi zamanında yapayım."
[
Gölge etmek]
"Gönülden geçirmek" deyimi ve açıklaması
- Bir şeyi yapmayı düşünmek, olmasını istemek, o şeyi düşünür olmak.
- "Ben de o işi yapmayı gönlümden geçirmiştim."
[
Gönülden geçirmek]
"Hazır bulunmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yerde kendisi bulunmak, var olmak.
- Bir yere hemen gidecek, bir şeyi anında yapacak durumda olmak.
- "Yarınki toplantıda sen de hazır bulunmalısın."
[
Hazır bulunmak]
"Lafı (sözü) ağzına tıkamak" deyimi ve açıklaması
- Birinin sözünü bitirmesine fırsat vermemek, onu susmak zorunda bırakmak, konuşmasını önlemek.
- "Ağzını açar açmaz lafı ağzına tıkadılar adamcağızın."
[
Lafı (sözü) ağzına tıkamak]
"Meydan vermemek" deyimi ve açıklaması
- Olumsuz bir olay ya da durumun gerçekleşmesine imkân ve zaman vermemek, engel olmak.
- "Onların kavga etmesine sakın meydan vermeyin çocuklar."
[
Meydan vermemek]
"Moda olmak" deyimi ve açıklaması
- Yaygın duruma gelmek, gözde olmak, beğenilir ve arzu edilir olduğu için yapılır olmak.
- "Saçları kısa kestirmek bu yıl moda oldu."
[
Moda olmak]
"Yüz göz olmak" deyimi ve açıklaması
- Senli benli olmak ve birbirinden çekineceği kalmamak, aradaki mesafe kalkmış olmak, lâubalileşmiş olmak.
- "İyice yüz göz olduk, beni artık dinlemiyorlar."
[
Yüz göz olmak]