"Söz (laf) işitmek" deyiminin anlamı nedir?
- Paylanmak, azarlanmak, biri kendisine darılmak.
- "Durup dururken babamdan söz işittik yine."
Söz (laf) işitmek deyimine benzer deyimler
"Açmaz vermek" deyimi ve açıklaması
- Karşısındaki oyuncunun nükteli söz söylemesine olanak veren bir söz söylemek.
[
Açmaz vermek]
"Ağzını bıçak açmamak" deyimi ve açıklaması
- Üzüntüsünden söz söyleyecek durumda olmamak.
- Kırgınlıktan, üzüntüden ya da herhangi bir sebepten ötürü söz söyleyecek durumda olmamak.
- "Boşuna uğraşma, evin yanışına öyle üzülmüş ki ağzını bıçak açmıyor."
[
Ağzını bıçak açmamak]
"Ahrette on parmağı yakasında olmak" deyimi ve açıklaması
- Ödevini yapamadığından kendisine karşı sorumlu olan kimseden öbür dünyada hesap sormak.
- Haksızlığa uğrayışını bu dünyada önleyip hakkını alamayanın, öte dünyada (ahirette) kendisine sorumlu olan kimseden davacı olması.
- "Hakkımı vermedin ama ahirette on parmağım yakanda olacaktır."
[
Ahrette on parmağı yakasında olmak]
"Aş deliye kalmak" deyimi ve açıklaması
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
- Yararlanılacak şeyde kendisine ortak ya da rakip olacak kimseler ortadan çekilmek.
[
Aş deliye kalmak]
"Ayıkla pirincin taşını" deyimi ve açıklaması
- Bir işin oldukça karışık, dolaşık, içinden çıkılması güç olduğunu anlatmak için kullanılır.
- "Durup dururken adama olmadık sözler söylemiş, şimdi ayıkla pirincin taşını!"
- Çok karışmış olan bu işin içinden çıkabilirsen çık.
[
Ayıkla pirincin taşını]
"Babana rahmet" deyimi ve açıklaması
- Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde. Ben de öyle düşünüyordum.
- "Yaptığın iş, söylediğin söz çok yerinde; Allah senden razı olsun" anlamında hoşnutluk, memnunluk bildirmek için kullanılır.
[
Babana rahmet]
"Baltayı taşa vurmak" deyimi ve açıklaması
- Farkında olmayarak karşısındakine dokunacak söz söylemek.
- Bilmeyerek karşısındakini kıracak söz söylemek, pot kırmak.
- "Baltayı taşa vurunca öyle utandı ki sormayın gitsin."
[
Baltayı taşa vurmak]
"Başına belâyı satın almak" deyimi ve açıklaması
- Sıkıntı, üzüntü ve tedirginlik verici olduğunu sonradan anladığı bir işe kendi isteği ile girmiş bulunmak.
- "Nereden girdim bu inşaat işine, durup dururken başıma belâyı satın aldım."
[
Başına belâyı satın almak]
"Beylik söz" deyimi ve açıklaması
- Herkesin söylediği, etkisi kalmamış söz.
- Etkisi kalmamış, herkesin kullana geldiği söz.
- "Bırak artık şu beylik sözleri, kimseyi etkileyemiyorsun."
[
Beylik söz]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[
Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Durup dururken" deyimi ve açıklaması
- Birden bire, ansızın.
- Hiç gereği veya sebebi yokken.
- "Durup dururken bir tokat attı arkadaşına."
[
Durup dururken]