"Ses çıkarmamak" deyiminin anlamı nedir?
- İtiraz etmemek, hoş görerek karşı çıkmamak.
- Hiç konuşmamak, susmak.
- "Kendisine söylenen o kötü sözlere nasıl ses çıkarmadı şaşıyorum."
Ses çıkarmamak deyimine benzer deyimler
"Ağzından yel alsın" deyimi ve açıklaması
- Olumsuz, kötü şeylerden bahsedenlere karşı
- "ağzını hayra aç" anlamında söylenir.
- "Bugün kötü şeyler mi bekliyorsun? Ağzından yel alsın, o ne biçim beklenti?"
[
Ağzından yel alsın]
"Ahrette on parmağı yakasında olmak" deyimi ve açıklaması
- Ödevini yapamadığından kendisine karşı sorumlu olan kimseden öbür dünyada hesap sormak.
- Haksızlığa uğrayışını bu dünyada önleyip hakkını alamayanın, öte dünyada (ahirette) kendisine sorumlu olan kimseden davacı olması.
- "Hakkımı vermedin ama ahirette on parmağım yakanda olacaktır."
[
Ahrette on parmağı yakasında olmak]
"Akan sular durmak" deyimi ve açıklaması
- Tersi söylenmeyecek bir durum meydana gelmek, itiraz edilecek bir nokta kalmamak.
- Artık itiraz edilebilecek, karşı durulacak bir nokta kalmamak.
- "Siz Mehmet Ağa`ya gidin, o devreye girdi mi akan sular durur, kolay anlaşırsınız."
[
Akan sular durmak]
"Ayağını denk almak" deyimi ve açıklaması
- Birilerinin kendisine karşı yapacakları muhtemel kötülüklere karşı uyanık davranmak, tedbirli olmak.
- "Eğer ayağını denk almazsan o adamlar başına bir iş açacaklar senin."
[
Ayağını denk almak]
"Ayağının altına almak" deyimi ve açıklaması
- Acımasızca, tekmelerle kıyasıya dövmek.
- Bir şeyi küçük görerek ondan faydalanma yoluna gitmemek, o şeyi tepmek.
- "Önüne serilen bütün nimetleri ayağının altına aldı hiç tınmadan."
[
Ayağının altına almak]
"Ayak altında kalmak" deyimi ve açıklaması
- Hor görülüp aşağılanmak, değer verilmemek.
- İnsanların sık gelip geçtiği yerde, kalabalık içinde kalmak.
- "Seyyar satıcıların pek çoğu ayak altında kalınacak bir yeri seçerler."
- Çok gelinip geçilen yerde bulunmak.
- Çevresince hor görülmek, kendisine karşı kötü davranılmak.
[
Ayak altında kalmak]
"Betine gitmek" deyimi ve açıklaması
- Kötü karşılamak, utanç verici bulmak, ayıp saymak.
- Ayıp saymak, kötü karşılamak, kendisine yedirememek.
- "Senin yaptığın iş adamın çok betine gitti."
[
Betine gitmek]
"Beyni bulanmak" deyimi ve açıklaması
- Sersemlemek, rahat düşünemez olmak.
- Bir işin oluş biçiminden kötü bir şey sezinleyerak kuşkulanıp huzuru kaçmak.
- Sersemlemek, sağlıklı düşünemez olmak.
- Kötü bir şey olacağını sezinleyip huzuru kaçmak.
- "Adamların suratlarını hiç beğenmedim, beynim bulandı, haydi gidelim buradan."
[
Beyni bulanmak]
"Burnundan (fitil fitil) gelmek" deyimi ve açıklaması
- Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.
- "Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!"
- Elde ettiği güzel şey, arkasından gelen üzüntüler dolayısıyla kendisine zehir olmak.
[
Burnundan (fitil fitil) gelmek]
"Burnundan kıl aldırmamak" deyimi ve açıklaması
- Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.
- "Amma da burnundan kıl aldırmaz bir adammışsın; söylesene, nasıl konuşacağız seninle?"
- Davranışlarına karşı hiç söz söyletmemek, en küçük bir eleştiriye ya da itiraza sinirlenip köpürecek kadar huysuz olmak.
[
Burnundan kıl aldırmamak]
"Bu sırım nerden, şu murdar gönden" deyimi ve açıklaması
- Kötü kişinin kötü çocuğu (ya da eğittiği kötü kişi).
[
Bu sırım nerden, şu murdar gönden]
"Gık dememek" deyimi ve açıklaması
- Hiç sesini çıkarmamak, yakınmamak, karşı çıkmamak.
- "Bütün hepsi üzerine yürüdü ama o gık demedi."
[
Gık dememek]