"Saçına ak düşmek" deyiminin anlamı nedir?
- Yaşlanmak, ihtiyarlamaya başlamak.
- "Bizim de saçımıza ak düştü."
Saçına ak düşmek deyimine benzer deyimler
"Aba altında er yatar" deyimi ve açıklaması
- Giysi kişiliği belirlemez, kaba saba giysisinin içinde de yiğit kişi bulunur.
[
Aba altında er yatar]
"Anca beraber, kanca beraber" deyimi ve açıklaması
- Birbirimizden ayrılmayacağız, işler iyi de gitse, kötü de gitse hep birlikte yapacağız, beraberliği bozmayacağız.
- "Bu toprağı yalnız ben mi atacağım, hayır arkadaşlar; haydi anca beraber, kanca beraber."
[
Anca beraber, kanca beraber]
"Arada çıkarmak" deyimi ve açıklaması
- Öteki işler arasında bir işi de yapıvermek.
- Yapılmakta olan işler arasından işi de yapıvermek.
[
Arada çıkarmak]
"Çuhasını giymedikse kenarını kuşandık" deyimi ve açıklaması
- O güzel şeyin yabancısı değilim. Benzerlerini ben de kullandım.
- Bu konuda benim de kendi çapımda bilgim, tecrübem vardır.
[
Çuhasını giymedikse kenarını kuşandık]
"Eyere de gelir semere de" deyimi ve açıklaması
- Her işe uyar, her işe yarar, ince işler için de kaba işler için de kullanılabilir.
[
Eyere de gelir semere de]
"Söz almak" deyimi ve açıklaması
- Konuşmaya başlamak için toplantı başkanından izin almak, öyle konuşmaya başlamak.
- Birinin bir iş yapacağını kesin olarak bildirmesini sağlamak.
- Erkek tarafı, istenilen kızın verileceğine dair ailesinden olumlu cevap almak.
- "Toplantıda ilk olarak Ayşe söz almak istedi."
[
Söz almak]
"Temel atmak" deyimi ve açıklaması
- Bir yapının temellerini yapmaya başlamak.
- Bir işe başlamak, ilk davranışta bulunmak, girişmek.
- "Evin temelini yarın atacağız inşallah."
[
Temel atmak]
"Tezgâhı kurmak" deyimi ve açıklaması
- İşe başlamak üzere tüm araç ve gereçleri hazırlamak, çalışmaya başlamak.
- "Hemen tezgâhı kurup gittiler."
[
Tezgâhı kurmak]
"Yakasına yapışmak" deyimi ve açıklaması
- Hesap sormak ya da bir şey istemek için tutup bırakmamak.
- "Beni de götüreceksin diye yakama yapıştı, ben de getirmek zorunda kaldım."
[
Yakasına yapışmak]
"Yanıp yakılmak" deyimi ve açıklaması
- Sızlanıp şikâyet etmek, derdini döküp durmak.
- "Çoluk çocuk açtı, kimse yardım elini de uzatmıyordu, birine de yanıp yakılmayı bir türlü kendine yediremiyordu."
[
Yanıp yakılmak]
"Yolu (ayağı) düşmek" deyimi ve açıklaması
- Yolu üzerinde bulunan o yerden geçmesi gerekmek; o yer, yolu üzerinde bulunmak.
- "Sizin köye de yolum düştü, babanı gördüm, sana selâm söyledi."
[
Yolu (ayağı) düşmek]
"Yüreği dayanmamak" deyimi ve açıklaması
- Çok acı duymak, acısına katlanamamak.
- "Ailesinin son ferdini de kaybedince yüreği dayanmadı ihtiyar kadının, yatağa düştü."
[
Yüreği dayanmamak]